21 Aralık 2012 nin üzerinden 1,5 yıl geçti. İnsanları ilgi alanlarına göre; kontrolsüz eğlenceyle, para ve kariyer hırsı ile, ibadetle, uyuşturucuyla, bilgisayar oyunlarıyla, uzun çalışma saatleri ve kölelikle, duygularla, düşüncelerle, inançlarla ve daha birçok şeyle bloke eden, avlayan, yaşam enerjilerini farklı bir noktada toplayarak kendi enerji ihtiyacını karşılayan ve insanı köle halde tutan irade/iradeler, beni de 21 Aralık yükseliş yalanı ile kandırdılar. Yüksek boyutlardan vizyonları tutunda, içsel bilişlere kadar tüm süreç şimdi anladığım üzere bir manipülasyondan ibaretti ve 10 yılı aşkın bir süre için yanlış yere yoğunlaşmamı sağladı. Ama bir avantajım vardı. Elimde bir tarih vardı; 21 Aralık 2012 ve yalancının mumu yatsıya kadar yandı.
Yaklaşık 1 yıl kadar sonra kendimi toparlayabildiğimde, döndüm ve ne durumda olduğuma baktım. Para kazanamayan, insanlarla ilişki kurmaktan uzak tutulan, kendine güveni olmayan, korkutulmuş, durdurulmuş, kuşatılmış bir adamla başbaşa kaldım. Sürekli başka varlıklar tarafından duygu ve düşünce süreci kontrol edilen, sinir harpleri yaşatılan, enerjisi emilen bu adamın yardıma ihtiyacı vardı ve bende şahitlik konumumu biraz terk edip, elimden geldiğince şöför koltuğuna oturmaya çalıştım.
Bakın neler farkettim, neler oldu...
Dört beş yıldır yaşadığım, nur (ışık) alma süreci ile başlayan, suyun en açık rengi halinde görebildiğim cin saldırıları yaşamımda ki en önemli şeydi. Süreç bana birçok savaşma yöntemi öğretmiş olmasına rağmen İslam ın dualarını kullanmaya başladığımda ciddi bir silahım olduğunu fark ettim ve tasavvufun diliyle durumumu araştırdım. Öncelikle metafizle ilgilenen biri olarak, şeytanı insanın nefsinin simgesel anlatımı sanıyordum. Ya da Yaratıcının formatını, kendine hizmete döndürmüş Başmelek Lusifer da olabilirdi. Ama İslam ın söylediği ve insanlar korkmasın diye fazla dillendirilmeyen bir şeyle karşılaştım; klasik müslüman, şeytanı, oldukça soyut, bir tür ihanet etmiş melek olarak düşünürken, gerçek hiçte öyle değildi.
İslam a göre İblis Allah a secde etmiyor. O bir melek değil, bir cin. Cinler ateşten yaratıldıkları için topraktan olan insandan daha üstün olduklarını savunuyorlar. O'nun (İblisin) yolundan giden cinler de şeytan sıfatını kazanıyor. Yani İslam her ''şeytan'' dediğinde her insan için görevlendirilmiş şeytani cinlerden bahsediyor. Bu yüzden çizgi filmlerde bile sol taraftan konuşup vesvese veren bir şeytani cin var. İki söylem var. Birincisi her şeytan cindir, ama her cin şeytan değildir. İkincisi şeytanlar iki türlüdür; şeytani cinler ve şeytani insanlar. Her iki durumda da asıl şeytan diye kastedilenin bir cin olduğunu belirtmek isterim.
Tasavvufa göre insan vücudunda çakralar gibi enerji merkezleri var. Ama çakralarla aynı yerlerde değiller. Bunlara letaif deniyor. İnsanlar dergahlarda bu letaif noktaları üzerinde tesbih ile zikir çekerek onları aktive etmeye çalışıyor. Buna letaif zikri deniyor ve letaif zikrinin mürşit kontrolünde olmadan yapılmaması şiddetle tavsiye ediliyor. Sanırım bu şeytanlara rest çekmek oluyor :) . Zikir çalışması başladığında rabıta denilen bir tür spiritüel teknikte kullanılıyor ve letaif zikrinin bitmesi yıllar sürebiliyor. Asıl amaç nefsin tekamül etmesi ve tabiyki süreçte mistik tecrubelerde yaşanıyor.
Bende denemek için kalp letaifi denilen bölgede (sol memenin 4 parmak altında) tesbihle zikir çektim. Dilimi damağıma yapıştırdım ve başladım. Amacım 21000 kez Allah demekti ama 17000 de durdum. Bir sonraki ezanda kalp letaifimde ve sol baldırımda aynı anda yanma, ağrı ve zonklama hislerini deneyimledim. Ezan sesi ile birlikte kalp letaifim Allah Allah diye zikir çekiyordu. Ben hiç birşey yapmıyordum. Letaif kendisi zikir çekiyordu. Vücudum da ki bu iki bölge ile ezan sesi arasında bir çeşit elektrik hattına benzer bir iletişim vardı. Herkesin denemesini isterim. Fakat kalp letaifinden başka letaiflere mürşit olmadan geçilmemesi gerektiği söyleniyor.
İnsan bu letaif noktalarından nur yani ışık almaya başladığında şeytanların saldırıları çok açık hale geliyor. Letaif noktalarını kapatmaya çalışıyorlar. Benim durumuma da yıllar sonra bulabildiğim en akla yatkın açıklama bu oldu. İslamda şeytan insanın apaçık düşmanıdır deniyor ama insanın mı yoksa Allah ın mı düşmanı olduklarından emin değilim. Sonuçta İslami bilgiyi sorgulamadan kabul etmiyorum.
Bir nokta boyutsuz olarak kabul edilir, Çizgi 1 boyutludur(boy), ona dik çizilen bir başka çizgi görüntüyü 2 boyutlu kılar(en), her ikisine de dik çizilen bir başka çizgi 3 boyutlu görüntüyü verir (derinlik). Matematiğe göre birbirine dik çekilen her çizgi sonsuzluk boyunca sonsuz boyut yaratmalıdır. Fakat üç boyutlu bir nesneye dik açı eklersek tekrar bir 3 boyutlu nesne elde ederiz. Öyleyse 3. boyuttan sonrasını nasıl anlarız?
3. boyuttan sonra uzamsal uzay bitiyor. Yani artık varlıkların, yaşam formlarının, bildiğimiz şekil denilen formlarda olmadıkları alemlere giriyoruz. Meğer şamanlar bunu uzun zamandır biliyormuş :) Şamanizmde ölmüş ruhlar ve kötü ruhlarla ilişkilendirilen 7 kat alt dünyalar, iyi ruhlarla ilişkilendirilen 7 kat üst dünyalar var, zaten İbrahimi dinler de cennet ve cehennem tasvirlerini burdan alıyor çünkü insan dezenkarne olunca alt ve üst dünyalarda ki işlerini halletmek durumunda..oralara zaten uyku esnasında da giriyoruz.
3. boyuta dik olan bir üst boyut insana göre insanın iç dünyası, yani bilinçaltı psişesi dediğimiz şey. Bu yüzden insana yüksek boyutlardan gelen herşey iç dünyasından geliyor. İlhamlar, Zihinsel ve fiziksel hastalıkların ana sebepleri, saldırılar v.b.
Bu yüzden şamanlar kendilerinden geçerek, kafalarını sallayıp bağırıp şarkı şöyleyerek kendi iç dünyalarında savaşıyor. Ya da başka varlıklarla anlaşmalar yapıyorlar.
Bu yüzden günün çeşitli vakitlerinde Kuran namaz kılmamızı telkin ediyor çünkü dualar savaşmanın en kolay yolu ve savaş bizim iç dünyamızda başlıyor yani bize göre yüksek boyutlarda...Saldıranların sadece şeytanlar olduğunu söyleyemem zaten bu kadar bilgim yok. Daha yüksek boyutlardan gelebilen herşey...Duaları defalarca okumak gerekiyor. ve başında euzu besmele mutlaka olmalı...
Duaların çalışma mekanizmasını yazının sonunda anlatacağım. Daha önce birkaç önemli şey var. Evinizin önünde ki gül bahçesinde yaşayan alaycı perilerden tutunda duyguları insan vasıtasıyla yaşamaya çalışan çeşitli zararsız astral varlığa kadar astralde tam anlamıyla incin top oynuyor ve insanlarla da sürekli iletişim halindeler. İnsanlar uykularında kurdukları bu iletişimleri uyanınca hatırlamıyorlar. Çoğu alaycı, zararsız ve yalancı J.Onların gözünden insanın ne olduğunu anlamak çok önemli. Bana göre bu tam olarak idrak edilmeden diğer alemlerin varlıklarını anlamak mümkün değil. İlkokulda bile anlatılır, insan memeli bir hayvandır. Bunu duyarız onaylarız ama yine de kendimizi hayvanlar aleminden ayırırız. Fakat astral alemde ki ya da iç dünyalarda ki zeki varlıklar için biz insanlar hayvanız. Zaten ayaklarınıza bakarsanız eskiden onların birer el olduğunu onlarla dallara tutunduğumuzu hemen anlarsınız. Üzerlerine basıldığı için mutasyona uğramışlar. Bana göre vücudu deforme olmuş, fakat zekileşmiş maymunlarız. Bizler hayvanlar aleminin bir türüyüz ve bunu daha süptil yaşam formları bizden daha iyi biliyorlar.
Yine okullarımızda bizlere öğretilen bir besin zinciri vardır. Piramit şeklinde çizilir. En alt katmanda bitkiler vardır. Onun üstünde hayvanlar. Yani hayvanlar bitkilerle ve diğer hayvanlarla beslenir. Bir üst katmanda insanlar vardır. Yani İnsanlar hem hayvanlarla hem de bitkilerle beslenir. Piramidin en üstünde oldukları için besin zincirinin en üstündelerdir ve insanlar yiyecek değillerdir J Bu tamamen insanın içini rahatlatan, insanı belli bir konfor alanında olduğuna inandıran, çok sığ bir düşüncedir. İyi de bizle kim ve nasıl besleniyor? Bunu anlamak için bir zeki hayvan (insan) gibi düşünmeyi bırakmamız gerekiyor. İlla ki yemek olan herşeyin eti, kemiği yenir diye bir şey yok. Peki biz etimizi vermiyorsak bizi yiyenlere ne veriyoruz?
Duygular, düşünceler, inançlar….
Bir duygu uzamsal uzayın varlığı değildir. Yani enini boyunu derinliğini ölçemezsiniz ama var olduğunu bilirsiniz çünkü onu deneyimlersiniz. Düşünceler de öyledir. Durup duruken aklınıza bamya gelebir. Çünkü düşüncelerde duygular gibi insana ait değildir. Dışarıdan (emin değilim ama sanırsam iç dünyalardan) gelirler ve büyük ihtimalle de yaşayan organizmalardır. İhtiyaçları olan şey insan tarafından dikkate değer olmaktır. Bu sayede beslenir. Büyür, gelişir, İNSANDAN İNSANA SIÇRAYABİLİRLER. İnsan bir tür enerji fabrikası gibi ve evrende enerjinin talibi çok… Neye değer verdiğiniz neyi beslediğinizi tanımlar.
Bir ilaha tapınmak
2012 tuzağından kurtuluşumdan sonra beni asıl şok eden inançlarla beslediğimiz varlıkları anlamaya başlamak oldu. Yukarıda yazdıklarıma hayret ettiyseniz şimdi kemerlerinizi sıkı bağlayın çünkü Allah hakkında bilgi vericem.
Metafizikte Allah iki şekilde kabul edilir.
1-Ben herşeyim vahdeti vücudum ve Allahım.
2-Ben herşeyim vahdeti vücudum ve varoluşun özü ve teker teker tüm yaratıklarım. Allah benden ayrıdır ve beni yani herşeyi yaratmıştır.
Tasavvufta gizli kapılar ardında ki konuşmalarda da bu çelişki her zaman var.
Ama gerçek hiçte böyle değil.
Vahdeti vücudun içinde, yani sonsuz kahinatın içinde herşey, her varlık, her sistem, her düzen diğer sistemlerle etkileşim halinde ve eğer siz bir varlığa hiçbirşeye ihtiyacı olmayan ilah, herşeyin, tüm gücün sahibi şeklinde yaklaşır, buna inanırsanız ve hatta inanmasanız bile dualarınızla onu yüceltirseniz onu beslersiniz. Bir ilahın yaşamına devam etmesi için tapınılmaya ihtiyacı vardır. Nasıl ki biz, hayvanlar aleminde hayvan vücudumuzu hayvan ve bitki etiyle besliyorsak, inançla yaratılan da kendi aleminde kendi vücudunu inançla besler. Bunun karşılığında da insanlara, insan olarak ulaşmakta güçlük çektikleri hediyeler verirler. Örneğin Astral varlıklarla ilgili bir sıkıntınızmı var? Bereketinizmi kapalı? Korkularınız mı var? Huzurunuz mu yok? Allah a senden başka güç yoktur. Yerin göğün sahibi sensin derseniz. Onu berslersiniz ve sizi ödüllendirir. Hatta O na adanışınızın gücüne göre, bir keşiş bile yapar. Evliyatullah a girebilirsiniz. Metafizik güçler kazanabilir, çok ciddi sırlara erişebilirsiniz. Bugün bu hala devam etmektedir. Şimdi neden Kuran da hep Allah ın övüldüğü sözler yazıldığını anladınız mı? Şimdi Kuranı bu realiteye göre okuyun, şimdi herşeyi apaçık görebilirsiniz. Bütün İbrahimi dinler böyledir.
Yanlış anlaşılmasın ben Allah a ibadet eden bir insanım gerçekten çok güçlü bir müttefik. Size şöyle anlatayım; benim yaşım otuzbir. Beş aydır yalnız yaşıyorum. Daha önce anne ve babamla yaşardım. Evde ki tamiratlar konusuyla ilgili olmadığım için bu yaşıma kadar kendimi bu konuda hiç geliştirmedim. Birşeyin bozulduğunu gördüğümde babama söylerdim. O nasıl olsa hallederdi ve ben nasıl yaptığını izlemez, öğrenmezdim. Yani sorumluluk almaz Ona paslardım. Tabiyki hiç gelişemedim. Şimdi kendi evimde kendi başıma halletmeye çalışıyorum. Fakat bir gün beni ziyarete geldiğinde Ona yine bir işi pasladığımı ve köşeye çekildiğimi gördüm. Aynı çocuk kişiliğim devreye girdi. Yani size yardım eden bir ebeveyinin varlığı sizi eski kayıtlarınıza çekebilir. Bu yüzden insanlar sırtlarını hayatları boyunca bir ebeveyin rolündeki İlaha yaslıyor ve çocuk olarak yaşıyor, çocuk olarak ölüyorlar. Peki ne yapmalıyım? Babam dan hiç yardım almamalı mıyım? Hayır yardım almalıyım ama şu şekilde; Yaptığı şeyi O ndan öğrenmeli ve bir daha ki sefere kendi sorumluluğumu alıp ben yapmalıyım. Allah la da ilişiki bu şekilde olmalı. Güzel bir yaşam sürebilmeyi Allah tan isteyebilirsiniz. Fakat elinizdeki pet şişeyi denize attığınızda yaşama zarar veriyorsunuz. Yani kendi payınıza hiçbir sorumluluk duymadan bir ilahtan yardım bekliyorsunuz. Bu yüzden dünyada çok az yetişkin insan var. Bu yüzden insan her yaşta çocuk..
Bu arada tek İlah Allah değil. Bu dünyada paraya tapanlarda var mesela. Onlar eski tanrı mitlerine göre Mamon a tapıyorlar. Dedim ya neye değer verirsek onu besliyoruz. Tanrıları anlamak için Eski Yunan tanrılarını anlamam gerektiğini seziyorum. Mesela bugün kü Türkçülük ve Kürtçülük savaş tanrısı Ares in beslenme şekli olabilir. Ares midir bilmiyorum bu tamamen aklıma gelen bir varsayım fakat milliyetçiliğin bir tanrısı olduğu kesin. Kitlelerin gücünü verdiği, inandığı her sancağa dikkat edin. Altında bir İlah a rastlarsınız. İlahlar birbirleriyle savaşıyorlar. Yani her İlah olabildiğince çok insanı diğer tanrıların kulluğundan alıp kendi kulu yapmaya çalışıyor. Cumhuriyetçilik, solculuk , tüm izmler …Onlar yaşıyor…Onlar insandan ilgi isteyen ilahlar. Bu yüzden bir Atatürkçü, cübbeli ve sakallı birini görünce otomatik olarak tiksiniyor aslında insan olarak onunla hiçbir sıkıntısı yok fakat bağlı olduğu tanrının etkisini dünyada tezahür ettiriyor.
Yazdıklarım içinde katılmadıklarınız, eksik gördükleriniz varsa lütfen yazın minnettar kalırım. Lütfen herkes farkettiklerini yazsın. Bu sofrada herkes birbiriyle besleniyor. Bizde birbirimizi bilgiyle besleyip tekamülümüze hız katalım J
BİR-i
Cinlerin saldırılarını biraz daha acarmısı ız
YanıtlaSilMerak ettiğiniz için mi soruyorsunuz yoksa cinlerle ilgili bir şikayetiniz mi var?
Silanladığım kadarı ile obsesyona uğramışsınız..yazınızınn sonuna doğru da (bence )yine sağlıklı bir düşünce durumunda olmadığınızı fark ettim nacizene
YanıtlaSilObsesyon egzorsizm çıkışı gerektiren durum, siz posesyonu kastediyorsunuz. Türkiye de ikisi karıştırılıyor.
YanıtlaSilSize imkansız gibi görünen cümleleri yazarsanız, üzerinde konuşabilir ve bilgi paylaşımında bulunabiliriz.
Allaha inandığınızı söylüyorsunuz ve Kuran dan bahsedyorsunuz ama maymundan geldiğimizi düşünüyorsunuz darwinistler gibi !
YanıtlaSilAllah a inanmıyorum O zaten var biliyorum.İnsanın maymundan geldiğini söylemek İslam a ters değil zaten. İnsanın topraktan yaratıldığını söylediğimizde insanı aşağılamış mı oluyoruz?Oysa ki bir kıyas varsa maymun topraktan daha yakın değil mi insana?
YanıtlaSilAllaha ibadet ediyorum yazmışsınız???
YanıtlaSilYani??Sorunuz nedir??
SilAllaha ibadet ediyorum yazmışsınız???
YanıtlaSilAllaha inanıyor musunuz?
YanıtlaSilHayır inanmıyorum.Varlığını çevremde ki ve üzerimde ki etkileriyle görüyorum.Ama Allah deyince anladığım şey genel olarak kabul görenden çok farklı.
SilAradan epey zaman geçmiş belki bişeyler değişmiştir diye sordum Kurani Kerimi ne kadar okudunuz zikir cektim dediniz denemek icin ve elimde olmadan vucudum zikretti dediniz ben bir sure once tevafuken gördüm yazılarinizi cok celiskili buldum
YanıtlaSilKuranı birçok kez tamamen okumayı denedim ama o kadar korkunç şeylerle karşılaştım ki devam edemedim.Ayetlerin çoğunu defalarca okudum diyebilirim.İşe yarıyor mu diye zikir çektim evet, çalışan bir mekanizma gördüm.Dualarda da aynı şeyi gördüm.Fakat bütün bunlar farklı alemlerde ki yaşam formlarının, kitlesel çıkarları ile ve alemler arası besin zincirininde ki etkileşimler ile ilgili.İnsanlara anlatıldığı gibi değil.Aynı şey halktan fazlasını bildiğini düşünen(içrek gizli bilgilere sahip olduğunu düşünen) evliyatullah içinde geçerli onlarda kandırılıyorlar.
SilBilincimde çok şey açıldı, değişti anlamlara bindi. Merak ettiğim şey Kuran okurken karşılaştığınız ve devam edememenize neden olan korkunç şeyler ile bu yazınıza kaynak gösterebileceğiniz yazılar. Bunlar hakkında ayrıyetten bir yazınız olursa çok sevinirim
YanıtlaSilVe bir de, eğer bunlar gerçekse, bu yönü açığa çıkardığınız ve insanlar gördü diye cezalandırılırmaktan korkmuyormusunuz?
YanıtlaSilAllah ilah başka ilahlada var diyorsunuz.para mamon kürt türk ares besliyor diyorsunuz.bence yanlışınız şurda allah yaratıcı ve herşeye gücü yeten (biz dedik diye değil gerçek)diğer ilah dedikleriniz şeytan cin .inançlarımız enerji üretir.enerji belli bir cine tutunur.cin de bizi etkiler.cin bilinçaltındadır.bazı cinler varlıklar vardır.insana vesvese verirler.insan dayanamıyıp vesveseleri dinler.cin insanı kontrol altına alır.allah duaları ayetleri kurtulmaya sebep olur.her düşüncede bir cinden sizin değişinizle ilahtan beslenmez.
YanıtlaSilLütfen empati yapmaktan çekinmeyin.Kendinizi Tek tanrı yerine koyun.Sizi yani tanriyı anlamaya çalişsaydim, kotuleseydim ve reddetseydim beni cezalandirirmiydiniz?Ben içki ictigi icin birini yaksam caninin onde gideni olurum.Bunu tanri yapinca neden mubah olsun.Onun daha olgun davranmasi gerekmez mi.Ben bir insan olarak bile, beni anlamaya çalişsaniz, reddetseniz hatta kufur etsenizde, yazdigim kitabi kotulesenizde sizi yakamam.Böle bir canilik gucum yetse bile aklimin ucundan geçmez.Yani ben Onadan dahami vicdanliyim.Bunlari sorgulamaktan korkmamaniz icin yazdim.
YanıtlaSilAllaha ibadet eden biriyim demişsiniz peki ibadetinizde size özgü mü?yani herşeyi kendi düşüncelerinize göre yapıyorsunuz ya...ya da şöyle sorayım ibadet etmekten kastınız ne?Kuran okuyamıyorum dediniz bu sizi üzüyor mu?
YanıtlaSil"Tek ilah Allah degil" diyerek sirk'e giriyorsunuz.. La ilahe illallah bize cennetin anahtarı olarak bildiriliyor. Sizin yunan tanricalariyla benzetme yapmanızı anlıyorum, bende onlardan esinleniyorum ama hepsinin ilahi tek Bir Ilah olan Allahtir Islam'da. Yani her eşyanın bir tanrısı vardır mitolojide, bana göre bu her nesne'ye, mobilyalara, dogadaki bütün varlıklara, tasa, topraga saygı göstermemiz gerektiğini gösteriyor. Vesselam.
YanıtlaSil