Kendi kutsiyetinin farkında mısın?
Dışarıda "daha yukarıya" konumlandırdığın, "daha kutsal" diye kabul ettiğin herşey, senin kendi kutsiyetini yadsımanın veya içine alamayışının bir yansımasıdır.
Kendini küçülttükçe, dışarıda birşeyler büyümeye başlar. Ve sen küçüldükçe büyüyen o "kutsal" şeylerin altında ezilmeye başlar...sın.
kutsal mekanlarda,
kutsal kişilerde,
kutsal yazıtlarda,
kutsal öğretilerde ararsın kendini.
Haddinden fazla kutsallaşmışlarsa eğer...Bir kimlik, kurumsal bir yapı oluşur ve... "Tek yol biziz, gerçek yol biziz, bize itaat et, bize teslim ol" derler sana. Ve bunu, hakikatin bilgisini kendi niyetleri doğrultusunda ustaca manipüle ederek yaparlar.
Seni BEN'in den alırlar. Çünkü kendini veren sensindir.
Çıkış noktasında, asıl kutsiyetin nitelikleri olan saflık, yalınlık ve sevgi ile donanmış olanları ise; "Bizler senin kendinde sahip çıkmadığın tarafının yansımasıyız", "Dön ve içine bak", "kendine dair neyi geride bıraktığını gör" derler.
Seni BEN'i ne yönlendirirler. Çünkü kendine yol almaktasındır.
Hepsi "senden dolayı" vardırlar sevgili dost.
Aşık Veysel´in dediği gibi:
Bendeki bu aşk olmasa, sendeki güzellik neye yarar.
Bu ifadeyi konuya uygun şekliyle modifiye edersek;
Sendeki "gören" bilinçtir, herşeye anlam ve değer katan, O'nu var eden. Gören yoksa...hiçbir şey mevcut değildir aslında.
O'nun senin gözlerinle baktığını, senin gözlerinle kendini "bildiğini". Yansımasını sende bedenlediğini bilirsen eğer...
Yansıyan ve yansıtan BİR olur.
Kendi kutsiyetine sahip çıkarsan O'na sahip çıkmış olursun...
O zaman;
Algıladığın herşeyde sadece O'nu görürsün.
Eşref-i Mahluk ne demekmiş bilirsin.
Biryerden başlamak mı istiyorsun?
Ara sokakları es geç....
kendinden başla,
kendine varmak üzere.
-Kendinedoğru
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder