Spiritüellik güçlü bir ilkedir. Spiritüelliği din ile karıştırmamak gerekir. Spiritüellik, yani ruhanilik, sizin Yaratıcı Kaynağınızla olan teke tek içsel ilişkinizdir. Din, tüzel bir varlık haline geldiğinden, dogma ve itaat, bireysel keşifler üzerinde öncelik kazanmıştır. Topluluklar, hepsi Tanrı adına olmak üzere, korku ağırlıklı olarak anlamsız ritüellere koşullandırıldılar. Örneğin; Buda'nın temel hedefi, dogma ve kurallar aşılamak değil, insanın kutsallığını hatırlamasına yardımcı olmaktı. Dinler, modern dünyaya değer katmak için, gerçekten güncellenmeli ve değişmelidir. Tüm ibadet yerleri ve kutsal mekânlar, kendini güç kazanmaya adamış bireylerden oluşan bir bilinç laboratuarı olabilmelidir. Böylece bireyler, geçmiş günlerin âlimlerini çalışmak yerine, öncelikli olarak âlim olma hedefine sahip olacaklardır.
"Siz, ruhsal deneyim yaşayan bir insan değil; insani deneyim yaşayan bir ruhsunuz." Siz, spiritüel bir varlık, Yaratıcı Kaynağın ve Gücün bireysel var oluşusunuz, sizin kimliğiniz budur. En büyük günah, kutsallığınızı sorgulamaktır. Ruh her zaman daha büyük bir ifadeye açılan varlıktır ve sizin burada bulunma amacınız, ruhsal bir varlık olarak genişlemek ve büyümektir. Ortalama bireylerin sıkça karşılaştığı durumlardan biri, kim oldukları ve dünyanın ne olduğuyla ilgili yanlış bir tanım ve odak noktası ile yaşıyor olduklarının farkına varmalarıdır.
Yaşamınızı sürdürebileceğiniz üç halka vardır. Gücün ilk halkası, gayri ihtiyari bir dünya ve içinde bulundurduğu tüm somut varlıklardır. Bu dünyada yaşamak doğal ve normal görünse de, ayakta kalmak inanılmaz bir güç gerektirir. Bu kadar kolay görünmesinin sebebi, doğduğunuz andan itibaren dünyayı gözlemlemeye koşullandırılmış olmanızdır. Dünyayı, ilginizle ayakta tutarsınız, ilginiz kayarsa, sizin bildiğiniz dünya da sarsılır.
Gücün ikinci halkası, Ruhun soyut dünyasıdır. Bu alışılmadık bilinç dünyasına insan, enerji çoğaltımıyla girmeyi öğrenir. İkinci halkanın diyarını keşfetmeniz için size yardımcı olacak pek çok uygulama vardır, ama bunu başarmak, inanılmaz bir odak ve disiplin gerektirir. Gücün üçüncü ve son halkası, iki dünyayı kaynaştırabilme becerisidir. Bu üçüncü safhaya eriştiğinizde, iradeniz ve isteğinizle ikisinde ya da herhangi birinde yaşayabilme becerisine sahipsiniz demektir.
Modern bilim şimdi, mistiklerin yüzyıllardır bildikleri şeyi onaylıyor. En büyük hata, sizin somut fiziksel bir varlık olduğunuz inancıdır. Fizikçiler, somut olarak görünen şeyin, tam olarak 99,99999 boşluk ya da Ruh olduğunu onaylıyor. Örneğin, bir zamanlar atomun katı olduğunu düşünmüştük. Şimdi, bir atomun bir futbol sahası genişliğinde büyütüldüğü takdirde, elektronların stadyumun etrafında uçuşan pirinç taneleri ile atomun çekirdeğinin bir pirinç tanesi olacağını biliyoruz. Anlaşılan o ki, geriye pek çok boş alan kalıyor.
Büyük ustalar kendilerini, daha büyük bir enerji alanında işlev yapan enerji alanları olarak görürler. Güç, toplayabildiğiniz, yoğunlaştırabildiniz ve artırabildiğiniz enerji miktarıyla ölçülür ve yapabildiğiniz seviye ve derece, sizin kişisel gücünüzü belirler. Enerjinizi, daha yüksek bir frekansa ve sürate ulaştırmak için, çok daha yüksek bilinç seviyelerine ihtiyaç olacaktır. Yüksek sonsuz benliğinizle direkt bir kişisel deneyim yaşamadan sonsuz olduğunuzu bilemezsiniz. Spiritüel gelişime en büyük katkı, bilincin alışılmadık hallerinin içinden geçmektir. Sadece bu şekilde sınırlı, fiziksel benliğinizle ayrışmaya başlarsınız. Kendinizi gücün ikinci halkasına dâhil etmeniz gerekir. Toplu bilinç ilerlemesi olarak gelişme umudu taşıyan her spiritüel yasa, önce ikinci halkayı benimsemelidir.
Spiritüel yasalar, kendi kimliklerini her şeyin başı ve sonu yerine, araştırma merkezleri; daha yüksek bir bilinç seviyesinin kişisel keşif ve tecrübesine odaklı bir laboratuar olarak görmelidir. Tüm önemli öğrenme yasaları gibi, spiritüel araştırma merkezleri, kendilerini gereksiz kılmaya çalışmalı. Özgürlüğü ve kendine dayanmayı öğretmeyen her yasa, hatalıdır. İnsanın sonsuz spiritüel kavramları korkuyla açıklaması, insanileştirmesi, sınırlı aklından geliyor. Gücün ikinci halkası, ruh dünyasına bir adımdır. Bu adım, tüm gelenek ve âlimlerin söylediği, daha üstün bir seviyedir.
Cennet kelimesi, anlamı "genişleme" ya da "genişlemek" olan, Yunanca "ouranos" kelimesinden gelir. Bu yüzden insan aklının bulutların üzerinde bir yere dönüştürdüğü cennet, aslında genişleme anlamıdır. Diğer bir deyişle, kendi kişisel bilinç ve gücünüzün evrimi ve genişlemesidir. İsa'nın söylediği şudur: "Cennetin krallığı içimizdedir" ve "Cennetin krallığı elimizdedir." Her iki ifade de, açıkça içsel gücünüze ulaşmanız gerektiğini ifade eder; Tanrı ruhtur ve bu ruh içimizdedir. Sizin temel kimliğiniz ruhtur; geldiğiniz yerden dolayı, bu formdan başka bir şey olamazsınız. Tüm bunların başlangıcı ruhtur ve sonuç olarak siz tüm kişi ve şeylerle birsiniz. Yaşamınızda daha fazlasına mı sahip olmayı seçiyorsunuz? Daha güçlü olmak mı istiyorsunuz? Öyleyse, kaynak içinizde ve ona erişmek için önce kendi kimliğinizin farkına varmalısınız. Siz, genişleme görevinde spiritüel bir enerji alanısınız. Spiritüel kimliğinizin farkına varın ve gücün ikinci halkasına adım atın. Sonrası size verilecektir.
(Nereden olduğunu bilmediğim bir alıntı, bilen varsa ve uyarırsa sevinirim. Sevgiyle kalın!)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder