James Gilliland
11 Ekim 2011
Dünyadaki karışıklığı ele alan ileri varlıklar kurulunda doğası çokboyutlu olan birçok toplantılar yapıldı. Hepimizin oturduğumuz ve ifade ettiğimiz bir birleşik alan vardır ve milyonlarca ruhun adalet için haykırmaları nedeniyle, tiranlığın ve aldatmanın sonu ele alındı. Bu konuyu tartışan konseyler ve konsorsiyumlar vardır. Kadim zamanlarda son büyük koloniler Atlantis ve Mu veya Lemurya Pleiades kaynaklı idi. Yerli Amerikalı Büyükler, Güney Amerikalı Büyükler, Endonezyalı Büyükler, Hawaiili Büyükler ve birçok diğerleri ile konuşursanız, onların hepsi Pleiadeslilerden kadim orijinleri olarak söz ederler. Pleiadeslilerin Gaia’da en büyük genetik stokları vardır, sadece insan değil, bitki ve hayvan olarak da. Onlar uzun zaman önceden yeryüzünü oluşturanlar idi. Bu deneye katılmak için gelip giden diğer Yıldız Ulusları vardı, onların bazıları deneyi gaspeden daha az gelişmiş ruhlardı.
Ayrıca Archon’lar olarak sözedilen, İnsanlığın ve Dünyanın evrimini gaspetmekte ve raydan çıkarmakta rol oynayan görülmeyen varlıklar vardır. Bunlar birçok isimlerle anılan düşük 4B yoğunluk varlıklarıdır. Sadece bu galaksi değil, diğer galaksiler de bu görünen ve görünmeyen negatif etkiler ile baş etmektedir. Elitler (İllüminati) başkaları üzerinde güç elde etme ritüellerine bu etkileri çağırmaktalar, ama bunu yaparken kendi ruhlarını kaybediyorlar ve bu varlıklar tarafından ele geçiriliyorlar. Şu anda farkında olmadığımız şey, bu negatif etkilerin yukarıda ve aşağıda temizlenmekte olmasıdır. Küresel elitlerin dayandığı temel ızgara ve güç üsleri azalıyor ve çöküyor. Tanrılar görünmeyen şekillerde çalışıyor. Şimdi neden Tanrının çoğul olduğunu sormadan önce, Elohim’in çoğul olduğunu biliyorsunuz ve Genesis’in doğru tercümesinde, “Başlangıçta tüm Babaların Babası cennetleri ve Dünyayı yaratan Tanrıları yarattı” der.
Tanrı ne erkek ne de dişidir, o bir frekanstır ve bir kuvvettir, ilahi zekadır; çoklu evrenlerde tüm planlarda ve boyutlarda her zaman her yerde var olandır. Sakallı erkek Tanrı imajı Annunaki’den geldi, Dünyaya göklerin Cennetinden gelen, teknolojik olarak ileri Tanrı benzeri varlıklar. Bunların bazıları Yaratıcıya tüm Yaradılışta hizmet eden iyi varlıklar idi, diğerleri kendine hizmet eden kötücül varlıklardı, dinin bölünmeleri çoğunlukla buradan gerçekleşti. En kadim anlayışlarda Tanrı dişi idi, bu galaksinin merkezi kara deliktir, bu kara delikten her şey ortaya çıkar, tüm yaşam birbirine bağlıdır ve ailedir. Bu, yaradılış süreci ve bilim insanlarının big bang dediği şey ile daha fazla uyumludur.
Dişili görünmeyen etkilerle birlikte azaltan ve baskılayan, İnsanlık ve Dünyadan ayrı olan Tanrının birçok erkek imgeleri evrimde ciddi dengesizlikler ve yanlış yönelimler yarattı. Bu, düzeltilme sürecindedir. En yüksek seviyedeki konseyler ve konsorsiyumlar Pleiadeslilerin en fazla insan ve genetik stoğuna, ayrıca bu dengesizliği düzeltme ve İnsanlığın ve Dünyanın evrimini kendi orijinal rotasına yeniden yönlendirme sorumluluğuna sahip olduğu konusunda anlaştılar. Bu en yüksek seviyeden çokboyutlu bir çabadır. Andromedalılar, Siriuslular, Arkturuslular, Orion Işık Konseyi, Pleaidesliler ve sayısız diğerleri kontrolcüler ile yüksek boyutlarda başa çıktılar ve şimdi Dünyada onların hakkından geliyorlar. Bunu bu seviyede nasıl göreceğimiz negatif sistemde nasıl sağlam şekilde yerleştiğimize ve birbirimizle ve Dünya ile uyum içinde yaşamaktan ne kadar uzak olduğumuza bağlıdır.
Pleiadesliler geçmişi salıvermek için burada olduklarını söylüyorlar, Dünyaya şifa geliyor. Onlar bunu spiritüel ve enerjisel olarak yapıyorlar, fiziksel olana inen yol boyunca. Tiranlık ve ayrılığın bilinç ve enerji ızgaraları sona yaklaşıyor. Görünmeyen negatif etkiler ile çalışmayı ve onları davet etmeyi seçen elitler için negatif destek sistemleri de sona yaklaşıyor. Bir zamanlar saklı olan şeyler herkesin görmesi için ifşa edilecek ve bunlar görüldüğünde kitleler hızla uyanacak ve buna göre hareket edecek. Kadim atalarınız geri dönüyor, onlar iyilikseverdir ve yeni bir rota oluşturmak için buradalar. Savaşlar, hastalık, dizginsiz açgözlülük ve insanlık pahasına kar, çıkar da sona yaklaşıyor. Onlar her yerde açığa çıkıyorlar. Bu onların sessizce gidecekleri anlamına gelmiyor. Onlar gidecekler, başka seçimleri yok, ne Dünya ne de Evren onların realitesini desteklemiyor. Direkt biliş, telepati, titreşime hassaslık onları, artık onların gündemlerine katılmayacak olan uyanan kitlelerden izole edecek. Onların insanlığa, doğaya ve Dünyanın bedenine saygıları olmadığından, kendi bedenleri çökecek. Hiçbir ilaç, makine veya negatif etki onları ayağa kaldırmayacak.
Şu an ve Kasım arasında büyük değişimler göreceksiniz, insanın insanlığın ve doğanın tüm fasetleriyle uyum içinde yaşadığı yeni dünyayı yaratacak zaman. Eski dünya hızla küçülüyor. Aynı hızlanma herkes için barış ve refahın yeni dünyasının tezahürünü destekleyecek. Birlik bilinci gelecek’tir. Dalgaya binin. Geçmişi bırakın ve geleceğe güvenin, aynı zamanda yolculuğunuza rehberlik etmesi için içinizdeki Tanrıya güvenin. Eski dünyaya katılmayın veya insanlığa ve Dünyaya zararlı olacak şekilde davranmayın. Dünyanın geleceği oluşturuldu, bu gelecekle birlikte akmanız veya ona karşı akmanız size bağlı. Seçimleriniz yarınınızı belirleyecek.
James Gilliland
http://www.eceti.org/
(Çeviri: Saffet Güler)
kaynak: http://www.kosulsuz-sevgi.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder