Buraya gelirken DNA'mıza yazılı olan kodlar etkisiz hale getirildi. Bu yüzden 3 boyutlu dünya oyununa kendimizi böylesine kaptırdık. Nereden geldik, neden geldik bilemediğimizden ama derinlerde bir yerlerde bunun altında yatan başka bir şeyler olduğunu hissettiğimizden yıllardır bir cevap aradık. Oysa şimdi anlıyoruz ki o cevabı yıllardır; sadece bu hayat süremizde değil, binlerce yıldır, binlerce hayat süremizden beridir aramakla meşgulüz.
İşte yarın, 11. boyuttan yani akaşik kayıtların olduğu boyuttan tüm bu bilginin bize indirileceği ve tüm hücrelerimizde kayıtlı kodların etkili hale getirileceği gün. Evet, o yüzden bu kadar heyecanlıyım. Çünkü yarın cennet dediğimiz gerçek evimizin kapıları açılacak ve bütün bilgi geri gelecek.
Tabii bu kadar önemli bir şey, parmak şıklatmak kadar çabuk olabileceği gibi, bir kaç saat, bir kaç gün süren ve yavaş yavaş bilincimizin uyanacağı bir süreç olabilir. Herkeste farklı olabilecek, özellikle de değişim korkusu ile uzayabilecek bir süreç...
Ama çok önemli bir şey var: Asla Korkulacak Bir Şey Yok!
Lütfen sadece kendi özünüze, kalbinize, gelecek güzel günlere ve evrenin o güzel sevgi enerjisine konsantre olun, lütfen. Korku sadecce 3 boyutlu dünyanın bir manipülasyon aracı. Korkulacak hiç bir şey yok. Korkuya ihtiyacımız yok. O bir oyundu. Bitti!
Elbette bu kollektif bir uyanış olduğu kadar bireysel bir seçim yani yine de korkmayı seçip mevcut halinizi devam ettirebilirsiniz, o ya da bu, bunun bir doğrusu yok. Sadece seçim var. Ama ben şahsen, cenneti tercih ediyorum. :)
Yarın için bazı tavsiyeler yazıyorum, faydalı olabilir. Ben yapmaya çalışacağım.
- Öncelikle yarın olabildiğince huzurlu ve sakin kalmaya çalışın. Mümkünse işe gitmeyin. Sessizce evinizde olsanız çok güzel olur mesela.
- Gün içinde güneşe çıkın. Ormana gidin, sahile gidin. Güneş ışıklarının tadını çıkarın. (Yarın güneşli bir gün olmasını seçiyorum!). Bırakın güneş üzerinize parlasın, enerjisinin tadını çıkarın, sizi şifalandırmasına izin verin.
- Yarın, özellikle yarın kalbinizin sesini dinleyin. İçinizden geleni yapın, içinizden geleni söyleyin. Açık olun.
- Yarın, özellikle yarın geçmişi, geçmişten gelen alışkanlıklarınızı, bağımlılıklarınızı, düşüncelerinizi, önyargılarınızı, inançlarınızı, kalıplarınızı ışığa dönüştürün. Bırakın evrenin sevgi enerjisi onları yıkasın. Para, aile, iş, ilişkiler, devlet, hükümet, polis, asker vs. vs. her şeyi bir kenara bırakın...
- Herkesin kendi olmasına izin verin. Özellikle de hoşlanmadığınız insanların davranışlarını etiketlemeyin, kalıplara koymayın. Bırakın özgürce davransın herkes. Hoşlanmadığınız kişilere ışığınızı yollayın, sevgi yollayın.
- Meditasyon yapmanın elbette çok faydası olur. Özellikle de "herkesin ve herşeyin birliği"ne odaklanabilirsiniz. Malum ayrılıktan birliğe giden yoldayız. İyi kötü, güzel çirkin, siyah beyaz.. Hepsi bir. Ayrıca evrenden bembeyaz sevgi ışığının geldiğini, tepe çakranızdan girip tüm bedeninizi ve dış bedenlerinizi, auranızı yıkadığını imgeleyebilirsiniz, hatta hissedeceksinizdir ki bu da süper bir duygu.
- Mümkünse çok ağır yemek yemeyin. Yine mümkünse organik yeyin. Meyve ve sebze ağırlıklı beslenin. Et ve süt ürünlerinden kaçınırsanız iyi olur.
- Çıkıp yürüyün, hatta koşun. Nefes alın. Bol bol derin nefesle bedeni yıkayın. Nefes yaşam enerjisi. Yeni enerjiler damarlarımıza oradan kalbimize gidecek, çalıştırmakta fayda var.
Söylenen o ki, yarın kodlar açıldıktan sonra 6 saatlik bir uyku iyi gelecek. Bunu da yapmanız iyi olabilir.
Bu güzel günlerde, özümüzle bir, huzurlu, özgür, adaletli, birlik içinde bir yaşam için, el ele verelim.
Derin sevgilerimle...
(tavsiyeler için kaynak: http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=yU8AqGf81yE)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder