Hiç kimsenin, hele hele kendinizin acı çekmeyi hiç istemediğinden, asla da istemeyeceğinden eminsinizdir. Ama ızdıraptan elde ettiğiniz bir şeyler var ki bunlar tüm acılarınızı dindirip telafi edermiş görünüyor. Hiç şöyle hissettiniz mi peki: "Bana bakın. Ne kadar çok acı çektiğime bir bakın. Bana bakın. Tüm şu adaletsizliğe bir bakın. Bana neler olduğuna bir bakın. Dünyanın bana ne yaptığına bir bakın. Tanrı'nın neye müsaade ettiğine bir bakın."
Ve böylelikle ızdıraptan dönüşüme uğramış, başkalaşım geçirmiş kılıksız, hırpani bir mutluluk kalıntısı elde etmiş olursunuz. Bu göze çarpmanızı, dikkat çekmenizi sağlar. Bakın dünyanın tüm felaketleri sizin başınıza gelmiştir. Bu sizi dikkate değer kılmaktadır.
Izdırabın hayatınızın tüm temasını teşkil etmesini elbette ki istemezsiniz, değil mi ama? Öyleyse söylediğiniz şarkıyı değiştirin. Ne kadar istememiş olursanız olun kendinizi hedef haline getiriyorsunuz siz. Belki de şöyle düşünmüş ve hatta bunları söylemişsinizdir bile: "Şu başıma gelenlere bakın. Başıma daha hangi taşlar yağacak acaba? Bana düşen hep dert, hep başarısızlık. Eğer kötü bir şey olacaksa o da beni bulur mutlaka."
Söylediğiniz şarkının adı "Heyhat, vah zavallı ben," olabilir pekala.
Ve böylelikle ızdıraptan dönüşüme uğramış, başkalaşım geçirmiş kılıksız, hırpani bir mutluluk kalıntısı elde etmiş olursunuz. Bu göze çarpmanızı, dikkat çekmenizi sağlar. Bakın dünyanın tüm felaketleri sizin başınıza gelmiştir. Bu sizi dikkate değer kılmaktadır.
Izdırabın hayatınızın tüm temasını teşkil etmesini elbette ki istemezsiniz, değil mi ama? Öyleyse söylediğiniz şarkıyı değiştirin. Ne kadar istememiş olursanız olun kendinizi hedef haline getiriyorsunuz siz. Belki de şöyle düşünmüş ve hatta bunları söylemişsinizdir bile: "Şu başıma gelenlere bakın. Başıma daha hangi taşlar yağacak acaba? Bana düşen hep dert, hep başarısızlık. Eğer kötü bir şey olacaksa o da beni bulur mutlaka."
Söylediğiniz şarkının adı "Heyhat, vah zavallı ben," olabilir pekala.
Hem kendiniz hem de dünya için kendinize ait bir başka izlenim, bir başka görünüm formüle edin siz. Deyin ki "Dünya benim için şarkılar söylüyor. Talih benden yana. Şans gülerek bana geliyor. En harika şeyler benim başıma geliyor. Sana Teşekkür Ederim Tanrım."
Durumunuz ne olursa olsun iyilikler size doğru gelmektedir, yoldadırlar. Onlara yardım edin.
Elinize geçen, çoğunlukla siz ne hissediyorsanız odur. Hayatınızı bir trajedi olarak görün trajedi gelip sizi bulacaktır. Bu iki artı iki dört eder gibi kati bir netice ya da bir müspet bilim verisi olmasa da aşağı yukarı durum böyledir. Lakin her hayata biraz kara bulut dahil olacak, biraz yağmur yağacaktır elbet. Her halükarda hayatınızı kutsanmış olarak, bir nimet olarak görmeye başlayın siz.
Evet her şeyde bir hayır vardır demek, her şeyin iyi tarafını görmek de vardır. Bunların yeri önemlidir. Ama burada Benim sizden istediğim şey iyilikleri, hayrı kendinize çekmenizdir. Bunu yapmak talepte bulunmakla aynı şey değildir. Beklenen gözde bir misafir için ön kapıyı açmak, onu hoşça buyur etmektir bu.
Hayatınızın her anında hemen söz sahibi olamayabilirsiniz ama kendinizi ne kadar perişan hissederseniz hissedin bir söz hakkınız vardır sizin. En azından çiğnenmeyi bekleyerek yolun ortasına yatıp uzanmayın öyle.
Sizden geçmişteki düşünce şeklinizi, geçmişteki konuları, ruh hallerini, geçmişteki kanaatlerinizi, hükümlerinizi bırakmanızı istiyorum Ben yine. Geçmişi bırakın. Kendinizi mağdur hissettiğiniz zaman bu histen hoşlanmasanız niye ona tutunup kalasınız ki? Kendinizi mağdur hissetmeyin artık. Biraz vurdumduymaz olun. Ayağa kalkın, sevgiye ve güzelliğe hoş geldin deyin, böylelikle bunları kendinize davet edin.
Merhamet istemeye ihtiyacınız yok sizin. Hayat güzeldir, iyidir; öyleyse merhamet istemek niye? Artık kendinizi yalvaran biri olarak görmeyin. Kendinizi şanslı olarak görün, sevilen, aziz bir insan olarak görür. İyi şansla yol alın.
Şanslı olduğunuz şeyler nelerdir? İyi şansınızı düşünün siz ve gerisini de boş verin. Izdırabı, bedbahtlığı kendinizde tutmayın. Kara bulutları toplamayın. Gün ışığı olun siz. Mutluluğa başlangıç yapın.
Eğer kendinizi perişan hissediyor, zavallı, acınacak bir halde olduğunuzu düşünüyorsanız bu duruma doğrudan katkı sağlıyor, bir nevi suç ortaklığı yapıyorsunuz demektir. Ne kadar masum olduğunuzun bir önemi yoktur, burada suç ortağısınızdır. İşte ihlalde bulunma, suç işleme şekliniz böyledir canlarım. Yakışıksız, uygunsuz bir fotoğraf çekip kapınıza onu asıyorsunuz.
Kendinize üzülmeyin. Kendiniz için üzüntü duymayın. Kendiniz için memnuniyet duyun. İyi talihten yana bakın, sizi bulacaktır o. Sizin talihiniz olmama müsaade edin. Siz kendi kendinizin iyi talihi olun. Bunun için hazırlanın. Buna alışın. İyi talihinizi methedin, kendinize çağırın onu.
Çeviren: Engin Zeyno Vural
Copyright © 1999-2007 Heavenletters™
Tanrıya ve kendi yüreklerine daha yakın olmaları için İnsanoğluna yardım eden
Gloria Wendroff, Overseer (Sorumlu yönetici)
The Godwriting™ International Society of Heaven Ministries
703 E. Burlington Avenue, Fairfield, IA 52556
Email angels@heavenletters.org
Ziyaret edin www.heavenletters.org
Üye olun Subscribe to Heavenletters by the hat! Cennet E-kitaplarına ulaşın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder