- Yaşam neden pek çok kişi için gittikçe zorlaşıyor gibi görünmektedir?
Zengin toplumlar fiziksel olanakları geliştirmek için muazzam bir çaba göstermiş olmalarına karşın, zihinler ihmal edilmiştir. Artmakta olan endişe, bağımlılık, sinirlilik ve depresyon gibi olumsuz durumlara filizlenen arzular da eşlik etmektedir. Bu olumsuz tutum ve duygular bireylerin sağlığını bozduğu gibi, eylemlerimizdeki temel değerlerin kaybına neden olarak, çevreye ve topluma da zarar vermektedir. Çevremizdeki dünya ve birbirimizle daha az ilgilenir ve daha az işbirliği yapar durumdayız.
- Bunun için neler yapabiliriz?
İçimizde üzüntü veya boşluk hissettiğimizde, çözüm yerine problemin bir parçası haline geliriz. Çoğunlukla, başkalarını veya koşulları suçlayarak kendimizi rahatlatmaya çalışırız, fakat bu koşulları daha da kötü hale getirir. Bunun yerine, zihnimizi nasıl kuvvetlendireceğimizi öğrenmemiz gerekmektedir. Bunun anlamı zihni pozitiflikle doldurmaktır.
- Pozitiflik nedir?
Aynı elektrik enerjisinin bir pile doluşu gibi, zihinde birikebilen ve hepimizin aşina olduğu soyut, ruhsal bir nitelik, ya da enerji. Pozitif bir zihin yapısı kendisinde iyileşme sağlar ve bu enerji doğal olarak dışarı, başkalarına doğru akar.
- Pozitifliği ne tür düşünceler sağlar?
İnsanlığın aşina olduğu sevgi, huzur ve neşe gibi değerlerin, insan olmanın ne anlama geldiğini düşündüğümde, kendi içimdeki bir hakikat enerjisiyle bağlantı kurarim. Hepimizin içinde bir iyilik nüvesi vardır ve bu gücü talep edip çektiğimde, pozitif duygular doğal olarak ortaya çıkarlar.
- Pozitifliğimi nasıl koruyabilirim?
Kalbimden ve zihnimden endişe ve ıstırabı uzaklaştırmaya çalışarak. Bunları uzaklaştırmak, olumsuz duyguların herhangi bir fiziksel nesneye olan bağımlılıktan dolayı tetiklendiğini idrak etmeme yardım eder: bedenim, ilişkilerim, varlığım, veya etrafımdaki dünyanın koşulları vb. Eğer bu fiziksel kavramlardan, nesnelerden vs. her hangi birisi karmaşa durumunda olursa, ben de sıkıntıya maruz kalırım. Fakat derin bir sıkıntıya neden olan karmaşanın kendisi değil, benim bu nesnelere olan bağımlılığımdır. Olumsuz duyguları kalbimden ve zihnimden uzaklaştırırarak, içsel olarak özgür hale gelirsem, endişe ve ıstırap da biter.
- Zihnimin kontrolünü nasıl yeniden elde edebilirim?
Düşünce ve duygularımın içsel dünyasını gözlemlediğimde, koşullara ve olaylara yanıt vermek için, pozitif bir zihin yapısında kalmama yardımcı olacak yeni yollar geliştirebilirim. Örneğin, sağlığımın bozulması konusunda üzgün ve korkak bir hale gelmenin durumu sadece daha kötü bir hale getirdiğini, halbuki bir hastalık sürecinin bana yaşam trenininden bir süre için inme, dinlenme ve nasıl yaşamakta olduğuma bakma fırsatı verdiğini görebilirim. Böylece, eğer dürüstsem, tutum ve eylemlerimi geliştirme yollarını görebilirim. Bu idrak, taze bir umut ve mutluluk sağlar. İçeriye bakmaya devam ettiğim sürece, gerçekten bir seçeneğim olacaktır. Neden bana zarar veren endişeyi seçeyim? Neden beni yüceltecek olan, pozitif bir yaklaşımı seçmeyeyim?
- Bedenim rahatsızken nasıl endişelenmeyebilirim?
Zihin gücünün farkına vardığımda, bedende olup bitenlerden bir adım geriye çekilerek izlemeye başlayabilirim. Olan bitene kapılmak yerine, olanları izleyerek ne kadar daha fazla gözlemci hale gelebilirsem, zihin de o kadar özgürleşir. Bu benim zihnim, benim düşüncelerim ve benim duygularımdır ve beden hasta bile olsa, gene de mutluluk ve huzura ilişkin düşünce ve duygular yaratabilirim. Böylece, bu pozitif duygular bedene yardım eder, bu nedenle de çoğunlukla acı ve hastalık azalır, hatta yok olabilir.
- Bana kötü davranan birisine karşı nasıl iyi şeyler hissedebilirim?
Çoğu zaman, bir başkası hakkında kötü hissettiğimizde, onların da, kendileri hakkındaki fikirlerimizi teyit eden kötü duyguları olduğunu düşünür ve “kısasa kısas” deriz. Herkes zarara uğrar. Bunun yaptığı zararı açıkça görmem gerekir. Hastalık çoğu zaman kötü davranıldığımı veya aldatıldığımı hissettiğim zaman gelir. Zihnimin kuvvetiyle, huzurumu yeniden elde edebilir ve hakkımda iyi şeyler hissetmeyen kişilere karşı bile pozitif duygular besleyebilirim.
- Pozitifliğin gücü başkalarına nasıl yardım eder?
Pozitif düşünceler ve duygular insanlar arasında sanki bir elektrik akımı gibi akar. Bunlar, merhamet ve anlayış gibi nitelikler olarak ortaya çıkarlar. Hasta bir insan bir pozitif enerji armağanı aldığı zaman, iyileşmesini kolaylaştıran içsel bir sükunet hisseder.
- Dünya hakkında endişelenmenin bir faydası var mı? Nasıl fayda sağlayabiliriz?
Çok fazla ıstırap olduğu doğru. Fakat eğer olumsuza odaklanırsak, bu bizim yardım etme kuvvetimizi tüketir. Dünyamızda, karanlık güçler olduğu gibi,aynı zamanda iyilik ve hakikat de işlev yapmaktadır. İnsanlığın aşina olduğu pozitif niteliklerin farkındalığının düğmesini çevirdiğimde, bu sanki karanlığa ışık taşımak gibi olur. Artık geçmiş sık sık aklıma gelmez ve gelecek hakkında endişelenmeye son veririm. Böylece sürekli mutluluk ve sağlık için yapmam gerekenleri daha açık bir şekilde görürüm.
Sevgi insan doğasının özünde vardır. Fakat içimizde, kendimizin sevgi olduğu gerçeğini kaybettiğimizde, bunun yerine, sevgiyi kendi dışımızda aramaya başlarız. Bencil arzuları bıraktığımızda ise, endişeden özgür oluruz ve yaşamlarımız baştan başa sevgi dolu hale gelir. Bu çok iyileştiricidir.
Sevgi iyileştirir ve mutluluk getirir. Başkalarına karşı sevgi hissettiğimde, bu durum fark gözetmeksizin yarar sağlar. Sevgi dolu olmak doğal bir yaşam şeklidir. Eğer daha fazla sevgi dolu olmak için çaba gösterirsem, kendi mutluluğum hemen artar ve başkalarının tutumları da kısa süre içinde yumuşar. Pek çok kişi sevgi eksikliğinin sonucu olarak olumsuzlukla yüklüdür. Bu, bazen benliğe yönelik, bazen de başkalarını suçlayan, eleştiren düşünceler ve olumsuz duygular döngüsü olarak kendisini gösterir. Böyle düşünce ve duygular enerjiyi tüketir ve herkesin iyiliğini azaltır. Eğer bunu idrak eder ve pozitif kalmaya karar verirsem, olumsuz döngüye son verebilir ve eylemlerde sevginin gücünü ortaya koyabilirim. O zaman bunun, bütün ilişkilerime faydası olur. Bu şekilde her birimiz daha iyi bir dünyaya katkıda bulunmuş oluruz.
Yazar: Brahma Kumaris
merhaba;
YanıtlaSilyazınızı büyük heyecanla okudum ve okurken bile olumlu düşünmeye çalıştım. evrenin tek bildiği kelime olan evet'e ne karşılık gelmesini istiyorsam onu denedim içimde, hatta hayal ettim.. kullanmak istemesem de, 'ama' kelimesi var. sevdiğim adama karşı pozitif davranıyor, onu sevgim ile besliyor ve onun da beni sevmesini, benden huzur bulmasını tercih ediyor ve yaşadığıma inanmaya çalışıyorum. onun kötü günler geçirmesi bana bir deneyim oluyor ama, ben de kötü hissediyorum. onu iyileştirmek istiyorum deniyorum.. doğru yolda ilerlediğimi düşünüyorum.. ama ilerleme olmuyor gibi geliyor. frekanslarımızın aynı oldugunu, beni 'iyi' buldugunu biliyorum ama onu geçmişinden sıyırıp, mutluluğun yerini alamıyor, ondan bana karşı olan davranışlarda kısa süreli tatminlikler yaşıyorum. ben aşkı çağırdım ve o geldi. ama şimdi, bu aşk yalnızca bende var.. ne yapmalıyım, bu ızdıraptan nasıl kurtulurum, bilemiyorum..
Merhaba :)
YanıtlaSilSizinki "aşk" olsa, bence ızdırap zaten olmazdı. Karşılık beklentisi de olmazdı. Onu böylesine analiz etmeye çalışmaz, onu iyileştirmeye de çalışmazdınız.
Sizinki daha çok bir ihtiyaç, bir tutku, şehvet olmasın?
Osho'nun "Aşk, Özgürlük, Tek Başınalık" kitabını tavsiye ederim.
Sevgilerimle.
Ebru.
İYİ HİSSET DİYORSUNUZ AÇIKLAMA YAPTIĞINIZ SAYFANIN ARKA PLANI SİMSİYAH İÇİMİ KARARTTINIZZ .
YanıtlaSilUyarınız için teşekkür ederim. Gerçekten bu değişikliğe ihtiyaç varmış. :)
SilSevgiyle kalın...
Bu mükemmel yazı için size sonsuz teşekkürlerimi dilemek istiyorum. Bir kaç aydır olumsuz düşüncelerimle boğuşurken karanlığıma ışık tuttunuz. Ellerinize sağlık.
YanıtlaSil