1. Farkındalık
Acaba bu olabilir mi? Bu mümkün mü? Gibi sorular bizi değişimin birinci basamağına taşır. Biz fark etmesek de, bir şeyleri fark ettiğimizde, kalbimizin açılması gerçekleşir ve kalbimizde Tanrı Sevgisi vardır. Bu durumda 5. boyut olarak özetlenebilecek perdenin önüne gelinmiş olunur. Hala sorgulamaya devam ediyorsanız 1.basamakta bulunmaya devam ediyorsunuz demektir. Siz farkına vardığınızda, bu size kalbinizde Tanrı Sevgisinin olduğunu gösterir. Perdenin önünde duran bir çok insan vardır. Ancak, çoğu perdeyi geçmeyi istemez. Benim sabit, güvenli bir hayatım var denir. Ancak, yaşam yolunuz sizi sorgulamaya itmeye devam eder. Tanrı sevgisi var ise bu Üst Beniniz ile bağlantıda olduğunuzu gösterir. Burada hissedilen daha fazla bütünlüktür. Bir yakınınızı kaybettiğinizde, işsiz, parasız, çaresiz ve yalnız kaldığınızda, bir şeyler sizi iter ve sorgulamaya başlarsınız. Enerjinin yükselmesi ancak daha fazla kişinin fark etmesi ile olur. Önceden geçiş için kritik seviye %1 iken işimdi %0,5 civarındadır. Yaptığınız çalışmalarda sürekli sorgulama durumunda iseniz ilerleyemezsiniz. Fark edip perdenin önüne gelindiğinde ikinci basamak için hazırsınız demektir.
2. Niyet ve İstek
Perdenin ötesine geçmek niyet ve istek gerektirir. Bu işin en zor kısmıdır. Çünkü, bu güne kadar oluşturduğunuz her şey, her düşünce, din etkisi, kültür vb. sizi zorlamaya başlar. Kişiler bu durumu muhafaza etmek isterler. Ben yapamıyorum demeye başlarlar. Çoğu kişi nasıl yapacağım diye sorar. Bazıları kitap okur, meditasyon yapar, önceki başaranları izler. Perdeyi geçmenin bir yolu, yordam ve zamanı yoktur. Değişimin en uzun süren bölümüdür. Gerçekleşmesi de zaman alır. Teorik olarak ne olduğunu bilirsiniz ancak, adım atmak kolay değildir. Kendimizi güvende hissetmeye yarayan korku kalıplarını bırakabiliyor muyuz? Tüm bu safhaları geçmeden kendinizi şifalandıramazsınız. Bu eskiden çok zordu, şimdi ise enerjinin yüksekliği, kitlesel inanışlar vb. nedenlerle destek daha çoktur. Bağlandıklarımızdan bir şeyleri bırakmaya başladığımızda üçüncü basamağa hazırız demektir.
3.Zihnin Oyununu Anlamak
Hayatımızdaki aydınlık ve karanlık yanların ne olduğunu araştırmaya başlar, anlamaya çalışırız. Bu süreç, deneyim yaşadığımız dönemdir. Çünkü niyet ettiniz, şimdi her şey üstünüze gelmeye başlar. Burada önemli olan “Karanlık ve Aydınlığın” insanın zihninde olduğunu anlamanızdır. Bu tüm hücrelerinizi bunu öğrenmesine kadar sürer. Eğer hayatınızda aydınlık yaratıyorsanız bu Tanrı’dan bonus aldığınız için değil bunu siz istediğiniz içindir. Bu bizim kurban olmadığımızı, birilerinin bizi cezalandırmayacağını görmemizi sağlar. Yoksa, şansız bir ülkede doğdum, eğitim imkanım olmadı vb. olumsuz düşünceler bizi ileriye götürmez. İyi-kötü, güzel-çirkin vb. düşüncelerin, kavramların kendi zihnimizden geldiğini göremezsek tam anlamıyla teslim olamayız. Şifa için ilk üç basamak gerekir. Yapabileceğini görmek için fark et, bunu iste ve niyet et, hastalığın, sağlığın, iyinin, kötünün zihnimizde olduğunu kavra, bunu tam olarak gör ve kabul et. 3. basamakta, deneyimlerinize izin ve buna saygı duyun. Deneyimlerinizi es geçmemeye çalışın. Kendinizi kötü hissedebilirsiniz, bazı şeyleri öğrenene kadar bu deneyimleri yaşayacaksınız. Hayatınızda inişler, çıkışlar olacak. Deneyiminizi yadırgamayın. Canınız yanabilir. Ancak, acı anlıktır ve geçer. Acı çekmek ise “neden ayağımı şuraya vurdum?”, “ne çok canım acıdı” dememiz halinde bu durum auramıza yazılır. Sorun, her zaman bizim dirençlerimiz ve korkularımızdır. Bu süreçte, bizim tutmamız, bırakmamamızdan kaynaklanan sorunlar, artık acı esaslı öğrenmenin gereksizliği nedeniyle giderek azalacaktır. İlk dört basamak insanın kendisi ile ilgilidir.
4. Karmanın Ortadan Kaldırılması
Ruhumuzu fark ettiğimizde karma en kolay bir şekilde ortadan kalkar. Bu ruhun, aslında yaşadığımız her şeyden bağımsız olduğunu anladığımızda gerçekleşir. Bir çok boyut ve yaşamın olduğunu fark ettiğinizde de karma ortadan kalkar. Geçmiş yaşamların olduğunu bilmezsem, bu neden benim başıma geliyor düşüncesi devam eder ve karma da sürer. 20 yıl öncesine kadar “Ben, karma döngüsünden özgür kalmak istiyorum”, diyemezdiniz. Ancak, şimdi bunu seçebilirsiniz. Her geçen gün sadece seçmek yetmeye başladı. Şimdi, Karmalarınızı yaşamadan kavurabilirsiniz. Karma kalkarsa Tanrı ile direkt olarak karşı karşıya kalırsınız. “Ben gerçekten karmalarımı kavurmak istiyorum” diyebilirsiniz. Önceleri, bunu söylediğinizde her şey üstümüze gelirdi. Bu bizim evrene yaşam derslerimizi hızlandırmak istediğimizi söylerdi. Şimdi durum değişti. Değişimin ilk dört basamağını halletmedikçe pek değişmiş sayılmayız. Bu dördü yaşamımızda var ise, insan olarak değişimin içindeyizdir. Bunlardan herhangi birinde sorun var ise incelenmesi gerekir. Farkındalık, istemek ve niyet, her şeyin zihnimizden geldiğini kabul etmek ve çok boyutluluk (karmayı kabul etmek) tamamlandığında evrensel farkındalık devreye girer. Bunlar tamamlandığında direkt temas sağlanır. Çünkü dersin kurallarından biri de bir şeyleri hatırlamak idi. Kendimizin çok boyutlu varlık olduğumuzu gerçekten hissettiğimizde, bundan emin olduğumuzda karma da bitmiş olur. Endişe var ise karma yaratılır. Ne kadar çok teslim olursanız karma o kadar azalır. “Ben geçmiş yaşamlarımı kabul ediyorum, oradan gelen enerjilerin nötrleşmesini istiyorum”, denildiğinde karma biter. Hasta iseniz direnç var demektir. Ancak, direnç olmamasına rağmen hasta iseniz, bu karmiktir. Düşünceler bu durumu çok etkilerler. Karma döngüsünden çıktığınızda ışık saçmaya başlarsınız.
5. Gezegene Işık Göndermek
İnsanlar sizin yanınıza gelince mutlu olurlarsa hep yanınıza gelirler. Bunlara tanımadığınız insanlarda dahildir. Çünkü onlar size çekilirler, siz bir ışık kaynağısınızdır. Bu aslında bizim zihnimizle duygu ve düşüncelerimizi kontrol ettiğimizi gösterir. Bu durumda elementler zihninizin isteklerine direkt olarak cevap verirler. Bu tür insanlar size aslında saf bilinç gönderirler. Diyelim bir insanın bir şeye (sağlık dahil) ihtiyacı var. Ona sadece Tanrısal sevgi göndermemiz yeterlidir. Çünkü, Tanrısal sevgi onun ihtiyacı olanı bilir ve karşılamak için çalışır. Yöntem ve yolu belirlemeye gerek yoktur. Bu yaklaşım, kişinin içindeki Tanrıyı görmektir. Koşula gerek yoktur. Tanrısal sevgi gönderdiğiniz insanlar iyileşirler. Eğer değişimin bu basamağını hallederseniz, gittiğiniz her yerde fark yaratırsınız. Hem de çok ciddi fark. Yıllardır çözümlenemeyen sorunlar çözülür, bozuk bir makine çalışır. Nasıl olacağını düşünmenize gerek yoktur. Sizin ışığınız yeterlidir. Bir kişi koşul koyarak talepte bulunsa dahi siz sadece Tanrısal sevgiyi gönderin. Çünkü her şeyin ham maddesi sevgidir.Ancak, bu seviyede iken, bunun için niyet etmeye gerek yoktur. Sadece sevgi gönderilir. Beklentisiz ve koşulsuz olunmalıdır. Bu seviyede iken affetmek de artık önemli değildir. Bunun yerine yaşananların planın bir parçası olduğunu anlamak yeterlidir. Her şeyin bir eş zamanlılık içinde yaşandığını görmek gerekir. Bu durumun benimle bir ilgisi yok, benim iyiliğim için bu durumla karşılaştığımızı anlamak gerekir. Onay tek başına yetersiz ve etkisi geçicidir. En temelden çözmek, böyle bir şeyin olmadığını anlamak ile gerçekleşir. Daha derine gittiğimizde kızılacak bir şey olmadığı da anlaşılır.
6. Birlikte Yaratmak
Bu süreçte önemli olan birlikte yaratmaktır. Yani, ruhla birlikte yaratmak. Bu aşamada enerji ızgaraları ile çalışırız. Artık, siz kendinizle birlikte diğer insanlar için de yaratırsınız. Işık işçisi olursunuz. Diğer insanlar için çalıştığınızda kendiniz için de çalıştığınızı bilirsiniz. Bunu teorik olarak ta bilirsiniz ancak, farkında olarak çalışmalıyız.
7. Kendi Bedenimizi Şifalandırmak
Ruhsal şeylerle ilgilidir. Bu seviyede, kendinizi istediğiniz anda iyileştirebilirsiniz. “Ben kendimi şifalandırdım”, deyince olur. Bu durum çok zordur. Çünkü burada kendi DNA’larınız ile çalışırsınız. Bunun için ayrıca önceki basamakları da geçmek gerekir. Başkasına şifa uyguladığımızda onun enerji bedenleri ile çalışırız. Kendinizde ise tüm enerji bedenlerinizi fark etmeniz gerekir. Bu aşamaya kendi hücrelerimiz ile konuşarak gelebiliriz. Başka insanları tedavi ettiğinizde siz de algılamaya başlarsınız. Bu aşamanın tamamı boyutlar arasıdır. Bazen fiziksel dünyada iyileştirmek zordur. Bu durumda hastanın Üst Beninden izin alıp, zor iyileşecek kişi astrala götürülüp orada iyileştirilir. O uykuya dalar gibi hisseder. Amaç, Astral bedende tedavidir. Tüm enerji bedenleriniz ile ayrı ayrı çalışarak ilerleyebilirseniz. Görmeseniz de, hissetmeseniz de onlar orada. Tıpkı elektriği görmemeniz onun var olmadığını göstermemesi gibi.
Acaba bu olabilir mi? Bu mümkün mü? Gibi sorular bizi değişimin birinci basamağına taşır. Biz fark etmesek de, bir şeyleri fark ettiğimizde, kalbimizin açılması gerçekleşir ve kalbimizde Tanrı Sevgisi vardır. Bu durumda 5. boyut olarak özetlenebilecek perdenin önüne gelinmiş olunur. Hala sorgulamaya devam ediyorsanız 1.basamakta bulunmaya devam ediyorsunuz demektir. Siz farkına vardığınızda, bu size kalbinizde Tanrı Sevgisinin olduğunu gösterir. Perdenin önünde duran bir çok insan vardır. Ancak, çoğu perdeyi geçmeyi istemez. Benim sabit, güvenli bir hayatım var denir. Ancak, yaşam yolunuz sizi sorgulamaya itmeye devam eder. Tanrı sevgisi var ise bu Üst Beniniz ile bağlantıda olduğunuzu gösterir. Burada hissedilen daha fazla bütünlüktür. Bir yakınınızı kaybettiğinizde, işsiz, parasız, çaresiz ve yalnız kaldığınızda, bir şeyler sizi iter ve sorgulamaya başlarsınız. Enerjinin yükselmesi ancak daha fazla kişinin fark etmesi ile olur. Önceden geçiş için kritik seviye %1 iken işimdi %0,5 civarındadır. Yaptığınız çalışmalarda sürekli sorgulama durumunda iseniz ilerleyemezsiniz. Fark edip perdenin önüne gelindiğinde ikinci basamak için hazırsınız demektir.
2. Niyet ve İstek
Perdenin ötesine geçmek niyet ve istek gerektirir. Bu işin en zor kısmıdır. Çünkü, bu güne kadar oluşturduğunuz her şey, her düşünce, din etkisi, kültür vb. sizi zorlamaya başlar. Kişiler bu durumu muhafaza etmek isterler. Ben yapamıyorum demeye başlarlar. Çoğu kişi nasıl yapacağım diye sorar. Bazıları kitap okur, meditasyon yapar, önceki başaranları izler. Perdeyi geçmenin bir yolu, yordam ve zamanı yoktur. Değişimin en uzun süren bölümüdür. Gerçekleşmesi de zaman alır. Teorik olarak ne olduğunu bilirsiniz ancak, adım atmak kolay değildir. Kendimizi güvende hissetmeye yarayan korku kalıplarını bırakabiliyor muyuz? Tüm bu safhaları geçmeden kendinizi şifalandıramazsınız. Bu eskiden çok zordu, şimdi ise enerjinin yüksekliği, kitlesel inanışlar vb. nedenlerle destek daha çoktur. Bağlandıklarımızdan bir şeyleri bırakmaya başladığımızda üçüncü basamağa hazırız demektir.
3.Zihnin Oyununu Anlamak
Hayatımızdaki aydınlık ve karanlık yanların ne olduğunu araştırmaya başlar, anlamaya çalışırız. Bu süreç, deneyim yaşadığımız dönemdir. Çünkü niyet ettiniz, şimdi her şey üstünüze gelmeye başlar. Burada önemli olan “Karanlık ve Aydınlığın” insanın zihninde olduğunu anlamanızdır. Bu tüm hücrelerinizi bunu öğrenmesine kadar sürer. Eğer hayatınızda aydınlık yaratıyorsanız bu Tanrı’dan bonus aldığınız için değil bunu siz istediğiniz içindir. Bu bizim kurban olmadığımızı, birilerinin bizi cezalandırmayacağını görmemizi sağlar. Yoksa, şansız bir ülkede doğdum, eğitim imkanım olmadı vb. olumsuz düşünceler bizi ileriye götürmez. İyi-kötü, güzel-çirkin vb. düşüncelerin, kavramların kendi zihnimizden geldiğini göremezsek tam anlamıyla teslim olamayız. Şifa için ilk üç basamak gerekir. Yapabileceğini görmek için fark et, bunu iste ve niyet et, hastalığın, sağlığın, iyinin, kötünün zihnimizde olduğunu kavra, bunu tam olarak gör ve kabul et. 3. basamakta, deneyimlerinize izin ve buna saygı duyun. Deneyimlerinizi es geçmemeye çalışın. Kendinizi kötü hissedebilirsiniz, bazı şeyleri öğrenene kadar bu deneyimleri yaşayacaksınız. Hayatınızda inişler, çıkışlar olacak. Deneyiminizi yadırgamayın. Canınız yanabilir. Ancak, acı anlıktır ve geçer. Acı çekmek ise “neden ayağımı şuraya vurdum?”, “ne çok canım acıdı” dememiz halinde bu durum auramıza yazılır. Sorun, her zaman bizim dirençlerimiz ve korkularımızdır. Bu süreçte, bizim tutmamız, bırakmamamızdan kaynaklanan sorunlar, artık acı esaslı öğrenmenin gereksizliği nedeniyle giderek azalacaktır. İlk dört basamak insanın kendisi ile ilgilidir.
4. Karmanın Ortadan Kaldırılması
Ruhumuzu fark ettiğimizde karma en kolay bir şekilde ortadan kalkar. Bu ruhun, aslında yaşadığımız her şeyden bağımsız olduğunu anladığımızda gerçekleşir. Bir çok boyut ve yaşamın olduğunu fark ettiğinizde de karma ortadan kalkar. Geçmiş yaşamların olduğunu bilmezsem, bu neden benim başıma geliyor düşüncesi devam eder ve karma da sürer. 20 yıl öncesine kadar “Ben, karma döngüsünden özgür kalmak istiyorum”, diyemezdiniz. Ancak, şimdi bunu seçebilirsiniz. Her geçen gün sadece seçmek yetmeye başladı. Şimdi, Karmalarınızı yaşamadan kavurabilirsiniz. Karma kalkarsa Tanrı ile direkt olarak karşı karşıya kalırsınız. “Ben gerçekten karmalarımı kavurmak istiyorum” diyebilirsiniz. Önceleri, bunu söylediğinizde her şey üstümüze gelirdi. Bu bizim evrene yaşam derslerimizi hızlandırmak istediğimizi söylerdi. Şimdi durum değişti. Değişimin ilk dört basamağını halletmedikçe pek değişmiş sayılmayız. Bu dördü yaşamımızda var ise, insan olarak değişimin içindeyizdir. Bunlardan herhangi birinde sorun var ise incelenmesi gerekir. Farkındalık, istemek ve niyet, her şeyin zihnimizden geldiğini kabul etmek ve çok boyutluluk (karmayı kabul etmek) tamamlandığında evrensel farkındalık devreye girer. Bunlar tamamlandığında direkt temas sağlanır. Çünkü dersin kurallarından biri de bir şeyleri hatırlamak idi. Kendimizin çok boyutlu varlık olduğumuzu gerçekten hissettiğimizde, bundan emin olduğumuzda karma da bitmiş olur. Endişe var ise karma yaratılır. Ne kadar çok teslim olursanız karma o kadar azalır. “Ben geçmiş yaşamlarımı kabul ediyorum, oradan gelen enerjilerin nötrleşmesini istiyorum”, denildiğinde karma biter. Hasta iseniz direnç var demektir. Ancak, direnç olmamasına rağmen hasta iseniz, bu karmiktir. Düşünceler bu durumu çok etkilerler. Karma döngüsünden çıktığınızda ışık saçmaya başlarsınız.
5. Gezegene Işık Göndermek
İnsanlar sizin yanınıza gelince mutlu olurlarsa hep yanınıza gelirler. Bunlara tanımadığınız insanlarda dahildir. Çünkü onlar size çekilirler, siz bir ışık kaynağısınızdır. Bu aslında bizim zihnimizle duygu ve düşüncelerimizi kontrol ettiğimizi gösterir. Bu durumda elementler zihninizin isteklerine direkt olarak cevap verirler. Bu tür insanlar size aslında saf bilinç gönderirler. Diyelim bir insanın bir şeye (sağlık dahil) ihtiyacı var. Ona sadece Tanrısal sevgi göndermemiz yeterlidir. Çünkü, Tanrısal sevgi onun ihtiyacı olanı bilir ve karşılamak için çalışır. Yöntem ve yolu belirlemeye gerek yoktur. Bu yaklaşım, kişinin içindeki Tanrıyı görmektir. Koşula gerek yoktur. Tanrısal sevgi gönderdiğiniz insanlar iyileşirler. Eğer değişimin bu basamağını hallederseniz, gittiğiniz her yerde fark yaratırsınız. Hem de çok ciddi fark. Yıllardır çözümlenemeyen sorunlar çözülür, bozuk bir makine çalışır. Nasıl olacağını düşünmenize gerek yoktur. Sizin ışığınız yeterlidir. Bir kişi koşul koyarak talepte bulunsa dahi siz sadece Tanrısal sevgiyi gönderin. Çünkü her şeyin ham maddesi sevgidir.Ancak, bu seviyede iken, bunun için niyet etmeye gerek yoktur. Sadece sevgi gönderilir. Beklentisiz ve koşulsuz olunmalıdır. Bu seviyede iken affetmek de artık önemli değildir. Bunun yerine yaşananların planın bir parçası olduğunu anlamak yeterlidir. Her şeyin bir eş zamanlılık içinde yaşandığını görmek gerekir. Bu durumun benimle bir ilgisi yok, benim iyiliğim için bu durumla karşılaştığımızı anlamak gerekir. Onay tek başına yetersiz ve etkisi geçicidir. En temelden çözmek, böyle bir şeyin olmadığını anlamak ile gerçekleşir. Daha derine gittiğimizde kızılacak bir şey olmadığı da anlaşılır.
6. Birlikte Yaratmak
Bu süreçte önemli olan birlikte yaratmaktır. Yani, ruhla birlikte yaratmak. Bu aşamada enerji ızgaraları ile çalışırız. Artık, siz kendinizle birlikte diğer insanlar için de yaratırsınız. Işık işçisi olursunuz. Diğer insanlar için çalıştığınızda kendiniz için de çalıştığınızı bilirsiniz. Bunu teorik olarak ta bilirsiniz ancak, farkında olarak çalışmalıyız.
7. Kendi Bedenimizi Şifalandırmak
Ruhsal şeylerle ilgilidir. Bu seviyede, kendinizi istediğiniz anda iyileştirebilirsiniz. “Ben kendimi şifalandırdım”, deyince olur. Bu durum çok zordur. Çünkü burada kendi DNA’larınız ile çalışırsınız. Bunun için ayrıca önceki basamakları da geçmek gerekir. Başkasına şifa uyguladığımızda onun enerji bedenleri ile çalışırız. Kendinizde ise tüm enerji bedenlerinizi fark etmeniz gerekir. Bu aşamaya kendi hücrelerimiz ile konuşarak gelebiliriz. Başka insanları tedavi ettiğinizde siz de algılamaya başlarsınız. Bu aşamanın tamamı boyutlar arasıdır. Bazen fiziksel dünyada iyileştirmek zordur. Bu durumda hastanın Üst Beninden izin alıp, zor iyileşecek kişi astrala götürülüp orada iyileştirilir. O uykuya dalar gibi hisseder. Amaç, Astral bedende tedavidir. Tüm enerji bedenleriniz ile ayrı ayrı çalışarak ilerleyebilirseniz. Görmeseniz de, hissetmeseniz de onlar orada. Tıpkı elektriği görmemeniz onun var olmadığını göstermemesi gibi.
8. Yükseliş
Yükseliş aşaması, Akaşik kayıtların tamamının bırakılmasıdır. Bu durumda sadece Tanrı Sevgisi kalır. Bu ise yükseliştir. Bu durumda tüm enerji bedenlerimiz birleşmiş olur. Bu sekiz basamağı yaşamımıza uyarlayın. Hayatınızda niteliği ne olursa olsun bir şeyleri değiştirmek istediğinizde, yaşam derslerimiz yaşamanız için de bu adımlar geçerlidir. İlk dördünü kolaylıkla uygulamamız gerekir. Cesaret korkuya rağmen yürümektir. Korku sizi sadece zihinsel olarak yavaşlatır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder