Bu düşünceleri küçük kartlara yazarak, masanıza, görebileceğiniz herhangi bir yere koyabilirsiniz, yanınızda taşıyabilirsiniz, onları şarkı haline getirip söyleyebilirsiniz. Böylesi eğlenceli olur. Ciddiyet ortadan kalkar. Daha az direnç oluşur.
İkinci aşama dirençlerdir. Örneğin; ‘‘Sevgiyle iletişim kuruyorum’’ dediğimizde aslında bunun tam tersi düşünceler kafamıza üşüşüyorsa, içten içe öyle olmadığımızı düşünüyorsak, yapılacak şey, bu konudaki direncimizle yüzleşmemizdir. Gidip aynaya bakın ‘‘Sevgiyle iletişim kuruyorum’’ deyin. Aynadaki siz, size ne diyor? Gözlerinizin ta içine bakın. Doğruyu mu söylüyorlar? Dirençlerinizi fark edin. Bedeninizi izleyin. Gerildi mi? Bedeninizin hangi noktası kasılıyor? Boğazınız mı düğümlendi? Cümleyi tekrar boğazınızı elinizle hafifçe tutarak söyleyin. Boğazımız ifade noktamızdır. Direncinizi fark ettiğinizde bu kez şöyle söyleyin ‘‘Bu konudaki bütün dirençlerimi serbest bırakıyorum’’ Serbest bırakın. Salıverin gitsin…..
Aynada kendinizi izlerken söylediğiniz bu cümle sizde herhangi bir korku yarattıysa bu çok güzel, direnciniz işte burada, korkunuzla yüzleşme şansı için teşekkür edin. Şimdi bu korku ile yüzleşmemiz gerekiyor. Yine aynı örnekten gidelim ‘‘Sevgiyle iletişim kuruyorum’’ dediniz ama gözleriniz buna tam olarak inanmıyor, bir direnç var. Direnci serbest bırakmayı dilediniz, ama aynı zamanda bir korku hissettiniz. Belki herhangi bir zamanda iletişim sorunu yaşadınız ve beklide bunu hep yaşıyorsunuz, yada gelecekte böyle bir durumun içine gireceksiniz ve korkuyorsunuz. Örneğin insanlarla bir konuşma yada bir toplantı yapacaksınız. Ya iletişim kuramazsam, insanlar bana gülerse gibi şeyler düşünüyorsunuz.
Yapmanız gereken ilk şey korkunuzu görmektir…Onu görün ve kabullenin. Ondan kaçmayın. O sizin korkunuz başkasının değil. Korkunuzu isimlendirin ‘’Korku şimdi burada’’ deyin. Böyle söylediğiniz anda onun varlığını kabullenmiş oluyorsunuz.
Şimdi korkunun bedeninizde rahatça dolaşmasına izin verin. Bırakın rahatça dolaşsın bedeninizde. Engellemeyin. Nereye gitmek istiyorsa oraya gitmesine izin verin. Şimdi korkuyu kalbinize getirin. Sevginin eritemeyeceği hiçbir şey yoktur. Kalbinize gelen korkuyu kalbinizin yumuşacık pembe ışığı içinde eridiğini hissedin ve buna inanın. Şimdi rahatlayın. Tekrar korkunuzu düşünün. Hiçbir şey kalmadı değimli? yada en azında hafifledi. Bu alıştırmayı defalarca yapabilirsiniz. Bundan sonra artık bir şey yapmanız gerekmiyor. Benliğinizin o gölgesi ile yüzleştiniz, kaçmadınız onu kabullendiniz, dışlamadınız. O sizindir. Sizin duygunuzdur. Ancak ve ancak benliğimizin tüm bölümleri ile yüzleştiğinizde bir bütün olabilir, kendinizi koşulsuz sevebilirsiniz. Daha öncesi asla değil. Kendimizi benliğimizin tüm yönleriyle sevmedikçe başkalarını da tam anlamıyla sevemeyiz. Onlarda her zaman düzeltilecek kusurlar buluruz. Başkalarında gördüğümüz bu kusurlar aslında kendi yansımamızdan başka bir şey değildir. Örneğin bir kişinin beceriksiz yada aptal olduğunu düşünüyorsam bu kendimin yansımasından başka bir şey değildir. Kendi inancımı yada kendimde olan bir şeyi yansıtıyorumdur. Yoksa o duygunun içimde ne işi var ki? Böyle bir inancım olmasaydı yada kendi hakkımda böyle düşünmeseydim eleştirdiğim kişiye merhametten fazla ne duyabilirdim ki. Söylediğim gibi ilk önce kendi aynalarımızı temizlemeliyiz.
Bilmenizi isterim ki; bu onaylamalar her zaman negatif düşünmeye alışmış insanların, bilinçaltına pozitif tohumlar ekmek, düşünce şekillerini olumluya doğru değiştirmek için çeşitli ruhbilimciler tarafından oluşturulmuş cümlelerdir. Eğer biri kişi gerçeğe ulaşmak istiyorsa bunun ötesine geçmelidir.
Bu düşünce biçimi bir başlangıçtır, giriş kapısıdır. Pozitif düşünme biçimini benimsediğimizde bir sonraki basamak ,gelinmesi gereken nokta pozitifi yada negatifi SEÇMEMEKTİR. NE pozitif ne de Negatif tarafta yer almamaktır. Ortada, yani tamamen NÖTR kalabilmeliyiz. Bu konu aydınlanma, illüzyondan kurtulma, karmanın temizlenmesi ve merkezde kalma konuları ile bağlantılı başka bir konudur. İlk başlarda pozitif olmak bizim için yeterlidir.
Korkudan Arınma Meditasyonu
Aşağıda, korkunun kendisinin kökenine hitap edebilmeniz için korkuları ortaya çıkarmak için basit bir meditasyon egzersizi var. Çoğu zaman sahip olduğumuz korkular belirsizdir ve olduklarını “düşündüklerimiz” değildir. Korkularınızı keşfedin, onlara meydan okuyun ve eski geçmiş modelleri bırakmanız için onları kucaklayın.Geçmiş korkuları bırakmak bize daha büyük berraklık ve sonra kişisel güç getirir.
1.Gözlerinizi kapatın.2.Korkuyu teşhis edin/tanıyın. Nedir ?3.Korku ile temas kurun.4.Korku ile ilgili ne deneyimliyorsunuz ve fark ediyorsunuz ?5.Dirençleri fark edin.6.Dirençlere bilinçli olarak izin verin ve salıverin. Şimdi korku ile ilgili neyi fark ediyorsunuz ?7.Bir kapı hayal edin, kapının diğer tarafında bu korku var. Korkunun uzun zamandır görmediğiniz bir arkadaş olduğunu imgeleyin, geçmişte sizi koruyan bir şey.8.Şimdi korku ile ilgili fark nedir ?9.Şimdi, kapıyı açın ve korkuyu karşılayın. Nasıl hissettirdiğine daha fazla dikkat edin. Ona bir şeyler sunun, ne istiyor ?10.Şimdi kalbinizi açın ve küçük bir çocukmuş gibi korkuyu kucaklayın. Ona sarılın, kucaklayın, onu rahatlatın. Bu korkuya ne söylemek istersiniz ?11.Farklı olan bir şeyler var mı ? Bu korkuyu karşılamaya, tamamen kucaklamaya ve sevmeye istekli olursanız, neler mümkün olur ?
Bu korkuyu gerçekten kucaklamak için bir karar verin. Onu arkadaşınız yapın. Yapmaktan korktuğunuz bir şeyleri yapın. Bu korkuyu size hatırlatan küçük sesin farkında olun. Onu kucaklayarak, kendi yolunuzu seçiyorsunuz. Korkunuzu kucaklamak yaşamı her zaman istediğiniz gibi yaşamanız için sizi özgürleştirir.
Daha da ötesi, korkularınız ile yüzleşmek ve daha büyük kabule sahip olmak bilinçaltınızdaki eski korkuları ve eski alışkanlıkları daha yüksek modellere yeniden programlar. Aynı tetikler, daha önce oldukları gibi artık orada olmazlar. Bu şekilde duygusal yük temizlenir ve büyük ferahlama veya nötralite hissedersiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder