Öncelikle yükselişin ne olduğunu yazmak istiyorum. Sonra size bunu matematiksel formüllerle ve tarihle kanıtlamak istiyorum. Yazacaklarımı ve fazlasını biliyor olabilirsiniz ve buna rağmen yeterli bir kanıt görmeyebilirsiniz. Bu çok normal çünkü bu işin doğası bu. Sürekli üçüncü boyutun üzerinde mistik deneyimler yaşasanız bile yaşanılan deneyimler üçüncü boyuta demirlenemediğinden bu yüzden de kesintisiz yaşanılamadığından üçüncü boyutta zihin aradığı kanıtları bulamıyor çünkü zihin bu boyutta geçmiş, gelecek ve şimdi algısı denen bir zaman farkındalığı yaşıyor. Yaşanılan deneyim zamansız bir kanıt olsa da, deneyim bitince lineer zaman algısı onu hayal gibi algılıyor ve sanki elinde hiç bir şey yokmuşçasına deneyimi kanıt olarak görmüyor. Biz üçüncü boyutun doğası gereği geçmişte ki bir deneyimimiz kanıt niteliği taşıyorsa bile onu şimdide de göremiyorsak şüpheye düşüyoruz.
Yükseliş boyut atlamak demektir. Üçüncü boyutun sevgi derslerine devam etmek isteyenler ya da hazır olmayanlar (hazır olmamak hazır olmaktan daha düşük ya da daha değersiz bir seviye değildir) aradıkları yaşama başka bir üçüncü boyut gezegeninde devam edecekler. Zaten eğer bu yazıyı buraya kadar okuduysanız hazır olmamanız söz konusu değildir. Geçişi yaşayacak olanlar arasında, tekamül sürecinde 3. boyutta olanlar dördüncü boyuta geçecekler ve iki yoldan birine hasat olacaklar. Işık ve karanlık diye bilinen kendine hizmet-başkalarına hizmet kutbu ya da başkalarına hizmet-kendine hizmet kutbu... Her ikisi de eşit değerde kutsallıktadır ve biri yanlış diğeri doğru değildir. Eğer bu geçişi yaşayacaklara yardımcı olmak ve tabii ki kendi tekamülünüze de ivme katmak için bu gezegene gelenlerdenseniz ki öylesiniz sıçrama anında dördüncü boyuta geçer, dördüncü boyutun ötesinden gelmişseniz onu bir tramplen gibi kullanıp kendi boyutunuzun farkındalığına uyanırsınız. Bu farkındalığı dördüncü boyutsal olan kristal bazlı bedende deneyimlersiniz (şu an karbon bazlı bedendeyiz). Daha sonra kristal bazlı bedende kalma, ışık bedene geçme ya da boyutuna geri dönme gibi seçeneklere sahip olursunuz. Metafizikle yeni ilgilenmeye başlayanlara şunu söyleyebilirim 4. boyut hayal edebileceğiniz cennettir ve ötesi onun da ötesidir.
Tarihsel kanıtlardan başlamak istiyorum. Bildiğimiz semavi dinler yani İslam, Hristiyanlık ve Musevilik kıyametten bahseder. Kıyamet kelimesi Arapça olup kıyam etmek ayağa kalkmak anlamına gelir. Semavi dinler simgesel anlatım yoluyla bilgi verir ve bu anlatımla yükselişi müjdelerler. Diğer tüm dinlerde de kıyamet olgusundan söz edilir. Dahası tüm yerli halklar, Aborijinler, dünyanın her yerinde ki şamanlar, Kızılderililer, Mayalar, İnkalar aklınıza gelen her toplum kıyametten bahseder. Dinler ve inançlar birbirlerinden ayrı gibi görünse de mistik yanları yani içrek bilgileri aynıdır. Dolayısıyla zihinsel bir hesaplamayla bile yükseliş diye bir şey yok dediğimizde dünya tarihinde ki tüm mistisizmi tüm dinleri tüm üstatları tüm bu bileşik farkındalık külliyatını hiçe sayarız. Derseniz ki tamam yükseliş var ama 12 ya da 21 Aralıkta gerçekleşeceği ne malum, o zaman hep beraber tanrı katına çıkar haddin nedir diye sorarız çünkü dualite alanında ışık ve karanlık her zaman eşit güçtedir bu zamana kadar ışığın tarafındakiler bize bunu söylemediyse karanlığın yalanlarının tekrarı kadar bastırmadıysa çok büyük bir kozmik karma yaratılır ve bunun altından kalkmak inanın bana ilgili evrenimizin tanrısı tarafından bile altından zor kalkılır bir durum olur. Ayrıca böyle bir tanrıdan bir ruh-zihin-beden bütünlüğü olarak bir insan sıfatıyla dahi daha onurlu olurum.
Matematiksel kanıta gelelim. Tabii ki zekam üçüncü boyutta olduğundan üçüncü boyutun matematiğine göre konuşabilirim. Yani 2+2=4 yasasına göre ama holografik yansıma ulaşacağımız sonucu tüm sonsuz var oluş boyunca doğrular. Tekamül iki yolla olur ya lineer süreçle ya da sıçramayla. Böylece tüm kombinasyonlar deneyimlenir. İlk okul 1 e giden bir çocuk okulun 1. günü derste bir şeyler öğrenir ikinci günü biraz daha fazla şey öğrenir bu böyle gider. Ne zaman ki 1. sınıfın dersleri biter çocuk ikinci sınıfa geçer ikinci sınıfın 1. gününde öğrenir ve sonra ikinci günde biraz daha fazlası... Eğer farkındalık boyut algısıyla bölünmeseydi yaratılış kısıtlanırdı. Bir dindarın kendi doğruları gereği aşkı yaşamasıyla bir ateistin kendi doğruları gereği aşkı yaşaması farklıdır. Dindar evlenene kadar günah olduğu için cinsellikten uzak durur ateist yaşamdan sonra yok olacağını düşündüğü için hiç zaman kaybetmez. Tanrı iki farklı farkındalık düzeyinde kendini yaşar ve bu çeşitlilikte doyuma ulaşır. Holografik evren kanunu bize tabiatta lineer ve sıçrama şeklinde tekamül örnekleri sunar. Tırtılın kozada gün be gün tekamül etmesi lineer bir örnektir. Kritik kütleye eriştiğinde kozadan çıkar ve artık kelebek olmuştur. Bebek anne karnında lineer tekamül eder doğum anında kıyametini yaşar başka bir uzaya girer. Su 100 dereceye kadar lineer kaynar ve sonra buhara dönüşür. Lineer tekamül ve sıçrama her yerdedir.
Galaktiklerin mesaj curcunasından hepimiz yorulduk ve artık başlamak istiyoruz dahası hiç bir şey olmazsa diye korkuyoruz ama unutmayın kıyamet saatlerini yaşıyoruz başka nasıl olabilirdi?
Son 4, 5 aydır vücuduma giren ışığı çok açık bir gerçek olarak deneyimliyorum, başımın üstünden vakumluyorum ta ki daha fazla alamayacak olana dek ve sonra ışığı demirlemek için çok sinirli oluyorum. Bu daha önce hiç olmazdı ve bana göre dönüşümün kanıtı...Sizde böyle şeyler yaşıyorsanız lütfen yazın kanıtları paylaşalım.
Hikaye hepimizindir
BİR-i
[Bir-i dostumuza yazısı için çok teşekkür ederim. Sevgi ve ışıkla...]
bu son zamanlarda gerçekten istediğim şeylerin maddi veya manevi anlamda gerçekleştiğini görüyorum. sadece evrene isteğinizi bildirin o size veriyor.
YanıtlaSilisteklerin gerçekleşmesi dileğiyle...