1 Kasım 2012’de alınmıştır. Tazjima tarafından.
Günaydın, Ben Ulu İlahi Yöneticiyim. Kanalım (habercim) olarak kullandığım bu hanım aracılığı ile, elbette onun rızası ile size mesajımı ileteceğim.
Olaylar hızla ilerliyor. İnsanlığın ani uyanışı ile baraj kapakları açılmak üzere. Bu; dünya tarihinde hatta evrenin tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir olaydır. Daha küçük toplumların topluca yükselişi gerçekleşmiştir ama hiçbir zaman gezegensel düzeyde bir yükseliş olmamıştır. Başka kanalların da bildirdiği üzere; bu gezegeni bir kez daha ışığa kavuşturma olayı; planlaması çok önceden yapılmış, titizlikle tasarlanmış bir olay. Yanlış anlamadınız, büyük insan sürüsü hiç bitmeyecekmiş gibi görünen uykularından uyanmak üzere ve sizler; önümüzdeki günlerde ve aylarda büyük mucizelere tanık olmak üzeresiniz. Yakında olacak büyük gelişmelerin sonucunda sizler, yol göstericiler olarak, farklı görevleri aktif olarak üstlenecek şekilde bir adım öne çıkıyor olacaksınız.
Evet yol göstericiler; buraya en başta gelmenizin nedeni olan görevleriniz artık sizlere bildirilmek üzeredir. Kanalımızın da öğreniyor olduğu üzere, kimse senin kim olduğunun farkında olmadan yaşamını sürdürmek ile aniden tüm dünyanın gözleri üzerine dönecek şekilde sahaya itilivermek arasında ciddi fark var. Yine de, dünyanın tüm nüfusunu göz önüne alırsak mesajları bayağı az insana ulaştı sayılır. Çok yakında milyonlarca insanın soruları olacak ve bu sorulara cevap isteyecekler. Yol göstericilerimizin hepsi, ışık taşıyıcıları, kanallar, öğretmenler ve ışık savaşçıları olarak, yaşayan rehberler ve örnekler olarak kendilerini dünyanın gözleri önünde bulacaklar. Bunun sonucunda, sevgili yol göstericiler, ayağa kalkma zamanıdır, öne çıkma ve kendini gösterme. Kostümlü prova başlıyor ve açılış gecesi ufukta göründü.
Geçenlerde, başka bir blogda, sabırsız ya da belki biraz sinirli ışık işçileri ortaya bir soru attılar: “Yükseliş aniden mi olacak, bir süreç mi olacak?”. Denise Le Fey bu soruya, her zamanki soğukkanlı tavrı ile cevap verdi. Yükseliş devam eden bir süreç, her seviyede yol göstericiler için son 25 yıldır fiziksel rahatsızlıklar, yaşamlarında büyük değişimler ve zorluklar şeklinde ortaya çıkan yavaş yavaş devam eden bir süreç. Kanalımızın tuttuğu kayıtlarda (Blue Dragon Journal arşivlerine göz atılabilir) da görüleceği gibi o ve diğer birçok yol gösterici, arkadan gelenler için enerjiden oluşan bir iz bırakarak yol döşüyorlar. Genelde bu öncüler çok sınırlı kaynaklarla ve dış dünyada doğru dürüst bir ipuçları olmadan, tek başlarına çalıştılar. Yaptıkları sadece kalp çakraları ve kristal epifiz bezleri yoluyla kendi yüksek benliklerinden gelen mesajlara tepki vermek oldu. Bu zorlu öncüler cesurların en cesurudurlar; kendilerini, sessiz ve derinden, her tür sosyal kurala karşı durmak pahasına, gezegenin her yerine ışığı demir atan çapalar olarak konumlamışlardır. Kimsenin haberi bile olmadan, bu çalışmaları ile, yüzyılların yanlış hizalanmış enerjisini, acı çeke çeke kendi bedenlerinde dönüştürdüler. Ve, şimdi, karanlık vadinin bitiminde, insanlık için gün doğumunun ilk ışıklarının yükselişi zaferini kazanmış haldedirler.
Sevgili ruhlar, bu yol göstericilerden biri ya da daha yeni uyanmışlardan olun, biliyoruz ki belli bazı olayların oluşunu, size düşen görevin bildirilmesini biraz da sabırsızlıkla beklemektesiniz. Sizden, sabırlı olmanızı ve hazır olmanızı istiyoruz. Beklerken, yeteneklerinizi geliştirin, rüyalarınızı görün, sizi bu farkındalık seviyesine getiren çalışmalara devam edin (meditasyon vs.) ve beklentilerinizi, korku ve yargılamalarınızı salıverme pratiği yapın bol bol.
Sevinin, sevgililer! Yaşamın neşesini yeniden keşfetmek için günlük ciddi işlerinize ara verin. Dinlenmeye, kendi düşüncelerinizle ve meditasyonla bir olmaya zaman ayırın. Bilin ki bu uzun mücadele artık son bulmak üzere ve savaş kazanıldı. Tamam, bir müddet daha hafif çarpışmalar olabilir çünkü karşı tarafın savaş alanını terk etmeye pek gönlü yok. Tetikte olun, onlarca yıllık uğraşınızın meyvelerini vermesinin sonuçlarını seyrederken neşeli ve gözlemci olun. Anlayın ki bazılarınız için, göreviniz basitti, sadece burada olmak. Yol göstericilerin bir çoğunun başka dünyalar ve boyutlardan geldiğini ve Işık ve İlahi Dişil yolunda büyük fedakarlıklarda bulunduğunu göz önüne alırsak, basit ama çok derin bir görev.
Bir orduda… Ve, evet, sizler bir Işık Ordususunuz… Bir orduda gözcüler vardır, savaşçılar ve hatta casuslar. Yol göstericilerimizin her biri bu fonksiyonlardan biri ya da daha fazlasında görevlendirildi. Görece daha az sayıda olanlar yıllarca ışık yolunda; mesajlar vererek, kitaplar yazarak, seminerler düzenleyerek dünyaya ve arayışta olan ilk gruba hizmet ettiler. Başkaları, bizim kanalımız gibi, elinde bir harita olmadan, sadece kalbinin sesini dinleyerek, kutsal bir hoşnutsuzluk hissi ile, rüyalarında ve meditasyonlarda iç rehberlerinden gelen sessiz mesajlarla iş gördüler. Yavaş yavaş, arayışta olanların acı çeke çeke bu ısrarları, kazanılan küçücük bir bilgi kırıntısı, bir anlık birlik hissi (Tanrı’yı görmüş olma duygusu gibi), ani bir bilgi indirilmesi ya da bir kayıp ya da karmaşa anında gelen bir melek dokunuşu ile ödüllendirildi. Bu; ısrarla yoluna devam eden bu öncüleri tatmin etmeye yetmemekle birlikte, daha da ileri gitmek için hareket etmelerine yetti. Büyüyen farkındalık süreci bazı zamanlar gerçekten inanılmaz yavaş oldu; yavaş, bıktırıcı, bedensel olarak tüketici ve hiç bitmeyecek gibi, birçok zaman görünür bir ödül ve son olmadan. Bütün bunlar değişmek üzere.
Yineliyoruz; “sevinin, sevgililer!”. Benmerkezci düşüncenin içsel bariyerlerini kırdınız ve illüzyonun karanlık ormanlarından geçtiniz ve neredeyse başardınız. Bu masalın sonu mutlu bitiyor. Işık Ailesinin toplanması başlamak üzere. Birçok sürprizler olacak, eski sırlar açığa çıkacak. Büyük neşe ve şaşkınlık yaşanacak. Sabırlı olun sevgililer çünkü bu dünya ve üzerinde yaşayanlar için yepyeni bir başlangıcın tam olarak eşiğinde duruyorsunuz. Daha kim olduğu bilinmeyen birçok oyuncunun sahneye girmek üzere olduğu ve dünyadaki öğretmenlerinizin müjdelediği gibi yeni Işık döneminin, Yeni Gün’ün başlamak üzere olduğu bu günlerde, tüm evren nefesini tutmuş, heyecanla sizi seyrediyor.
Hayır duaları sizinle, uzun zamandır bu yolda olun ya da yeni uyanmış bir acemi olun. Bilin ki, hepiniz seviliyorsunuz ve Cennet’teki herkes sizinle gurur duyuyor.
Yürüyün bizim sevgili Işık Savaşçılarımız!
Teşekkürler, Ulu İlahi Yönetici.
Copyright © 2012, Elizabeth Ayres Escher’e aittir. Her hakkı saklıdır. İçeriğini hiçbir şekilde değiştirmedikçe, yazarın adını ve kaynağını http://bluedragonjournal.com/ belirttiğiniz sürece, bu yazıyı yayınlayabilir, kopyalayabilirsiniz.
Çeviren: Ebru Altan
İşte harika bir mesaj!!Bana göre hiçbir cümlede çarpıklık ya da manipülasyon yok.Abartmıyorum ışık işçileri muhteşem bir destan yazdı.
YanıtlaSilAtlantis yıkımını, Paris komününde ki, 1. ve 2. dünya savaşlarında ki çarpık ve acı dolu enerjiyi ve daha nicelerini morfogenetik alanlardan temizledik.
Kendimizi unuttuk ve hikayelerin içine daldık.Alışılagelmiş rolleri yeniden düzenledik.
Ben şahitim ya siz:)) ??
BİR-i
"Sabırlı olun sevgililer çünkü bu dünya ve üzerinde yaşayanlar için yepyeni bir başlangıcın tam olarak eşiğinde duruyorsunuz."
YanıtlaSilYıllardır aynı sabırdayız zaten, sabır taşı olsa çatlamıştı, zaten biz de çatladık sayılır... Galactic Channellings'te sayaç var, 1985'ten beri beklediğim 21 Aralık 2012 tarihine birşey kalmadı artık,tabii ki birşey olmayacak... Ama nihayet 2012 hakkındaki kafa karıştıran zırvalık kanallarının sesi kesilecek diye umuyorum, yok kitlesel tutuklamalar, yok Kabal'ı-İlluminatiyi yıktık yokettik,yok sürüngenleri yendik,yok değişim,yok dönüşüm...ıvır,zıvır,kıvır,kakafoni... Mesela Ashtar commandcılar utanmadan hala nasıl konuşabiliyorlar çok merak ediyorum valla... Neyse, az kaldı, az kaldı, aslında merak ettiğim tek kon şu sözde Japon prensesinin de sözünü ettiği 3 gün 3 gece karanlıkta kalma meselesi... Yaşarsak göreceğiz işte, az kaldı...
Lordofsunshine, 3.boyuta göre olay zaten imkansız, çünkü bu realitenin imkanı değil.ÜÇÜNCÜ BOYUT ALGISINA SAHİP ZİHİN YÜKSELİŞE İMKAN TANIMAZ ZATEN.Biz şu an insan olanlar, BEŞ DUYUMUZUN ÖTESİNDE BİR GERÇEĞİ KONUŞUYORUZ ve bu yüzden de yükselişin gerçekleşip gerçekleşmeyeciğinden hangi kriterlere göre ne kadar emin olduğumuzu birbirimizle paylaşamıyoruz dahası kendi adıma söyleyeyim,kendi içimizde de çelişki yaşıyoruz.Ama bu çeliş ki zaten çok çok normal.Zaten böyle olmalıydı.
YanıtlaSilKafa karıştıran mesajlar tabiyki olacak, DÜALİTEDE SAVAŞ var.
Vücudumun dönüşümü için gelen ışığı, bir berberde oturup saç kestiriyor kadar gerçek yaşıyorsam, Dönüşüyorum demektir.
Bu blog taki herkesten bir ricam var ve aslında SİZE YALVARIYORUM, herkes dönüşümüyle ilgili yaşadıklarını yazsın, abartmadan, okuyanların okuyunca tam olarak anlayabileceği gibi yazın.Yazıları okurken millet bunları yaşıyo ben yaşamıyorum, demek ki farkındalık düzeyim o kadar da yüksek değil demeden okuyalım.Yazarken de ben ortalama insandan daha çok ışık taşıyorum ya da daha değerliyim mantığıyla değil HEPİMİZİN YAŞADIKLARI İSPATTIR VE PAYLAŞMALIYIZ mantığıyla yazalım.
Hikaye hepimizindir.
BİR-i
Yükselişten önce ki 3ila yedi gecelik alacakaranlık konusu Kirael in Büyük Değişim Kitabında İyi anlatılmış.
YanıtlaSilBİR-i