Kendimle konuşuyorum. Kendimle mi konuşuyorum, onunla mı konuşuyorum? O Kim? Ben miyim? Ben olan beni gözlemleyen bu öteki ben kim? Gerçek ben kimim? Bu dünyada işim ne? Bütün bu yaşamın anlamı ne? Nereden geldim, nereye gidiyorum? Kendim olarak mı yaşıyorum yoksa bana ezberletilmiş, programlandığım bir hayatı mı yaşıyorum? Kendimi tanımak için uzun bir yoldayım.
4 Mayıs 2012 Cuma
Birliğin Olduğu Yer
Tanrı dedi ki:
Seyahatiniz için topladığınız valizin tıka basa dolu olması gerekmez. Hayat valizinizin de tıka basa dolu olması gerekmez. Hiçbir şeyin onun içine tıkıştırılması gerekmez. Hayatınızın esnek olmasına, yumuşakça akmasına izin verin. Hayatınızın içinde ekstradan boşluklar bulunmasına izin verin. Canlarım her şeyi hayatınızın içine yerleştirmek zorunda değilsiniz ki. Bir valizin ya da hayatınızın içine ondan bundan ne kadar bir şey tıkıştırabildiğinizi görmek sizin başarınız anlamına gelmez.
Hayatınız - sizden yana bir çaba, bir uğraş olmaksızın- ağzına kadar dopdolu olacaktır. Hayat genişleyen, açılımlar yapan, engin bir yapıdadır. Hayat tam da böyledir işte. Şu an için yatağa mahkum bile olsanız hayatınız, bu haliyle bile dopdolu olabilir, Beni anlıyor musunuz?
Okuduğunuz muhteşem bir kitap bile her şeyi barındıramaz. İçlerini sizin doldurduğunuz boşluklar vardır. Hayatınız dahilinde var olduğunu farz ettiğiniz boşlukları da imgelem doldurur.
Eğer boyunuz bir seksense, bir altmış değildir o. Dünyayı gezen bir seyyah olup da aynı zamanda evde oturamazsınız - yoksa oturabilir misiniz acaba? Yürek ve zihin çok uzaklara gidebilir.
Dünyaya ve Dünyaya ait deneyimlere düşündüğünüz denli bağlı değilsiniz.
Henüz idrak edemediğiniz, derinlemesine anlamadığınız boyutlarda da faal olduğunuz yeni bir görüş değil ki.
Bilinçli aktiviteleriniz hayatınızın tamamını teşkil etmiyor, dış görünüşünüz de öyle.
Cennet'te ikamet ettiğiniz yeni bir düşünce değil. Sabitlenmiş olduğunuzu, değişmez ya da belalı bir durumda bulunduğunuzu düşünebilirsiniz; lakin böyle bile olsa Yeryüzüyle sınırlı değilsiniz, ona bağlı değilsiniz. Siz Cennet'e, Cennet Bilincine yönelmiş durumdasınız. Cennet sizin gittiğiniz istikamette. İşte gerçek Cennet'tir bu: Her şeyin mümkün olduğu bir var oluş seviyesi.
Yaygın görüşün aksine, Kainatı ve engel teşkil eden tüm inançları bir uçtan diğer uca kat etmeye, aşmaya muktedirsiniz. Sizi maziye bağlayan her düşünce engel teşkil eder niteliktedir. Bırakın inançlarınız özgürce uçsunlar. Eskiden beri sıkı sıkıya bağlandığınız diğer her şeyden ziyade kendinize inanın siz.
Canlarım kendini kandırma konusunda uzmansınız sizler. O kadar sık kendi üzerinize örtüler serip perdeler çekiyorsunuz ki. Ancak belirli bir yere kadar gitmeye muktedir olduğunuzu sandığınız için de sadece belirli bir yere kadar gidip daha ileriye geçmemişsiniz. Dolayısıyla engeller ve kafa karışıklığıyla dolu bir ağın içine düşmüş, kendi kendinizi bu ağa dolamışsınız.
Hayatın bir yığıntı, bir birikim teşkil etmesi gerekmez, bu murad edilmez. Sizin değerinizi ifade eden, bunu ortaya koyan heykellerle dolu bir raf olması gerekir onun, arzu edilen budur.
Sizin değerinizi Ben ilan etmiştim ve hayatınızın da nicelikle, sayılarla alakalı olduğunu hiç söylememiştim. Ne kadar süre yaşadığınız hayatınızın ölçütü değildir. Ne kadar bir gelişme göstermiş olduğunuz bununla daha alakalıdır. Sevmek için ne kadar bir gelişim gösterdiğiniz, tekamül ettiğiniz bununla daha alakalıdır. Tabii ki hayatınıza dair reçete edilmiş bir sınav da yoktur. Siz hayatınızsınız. Bilinciniz sizin hayatınız. Bilinciniz hayatınızı daha ileriye ve yukarı taşımaktadır. Kilometre taşları gerçekten mevcut değildir. Yüksek noktalar vardır; ama bunlar daha da, daha da yükseğe çıkarlar ve siz de onlarla yükselirsiniz.
Şimdinin geçmişe bağlı olduğu gibi bir mevhum vardır. Canlarım şimdiden, şu andan başka bir şey yoktur ve bu şimdinin adı Sonsuzluktur. Sonsuzluğun içinde kutular yoktur. Sonsuzluğun içinde hiçbir şey depolanmaz, stoklanmaz. Sonsuzluk her daim şu andır, şimdidir. Zamanla bile işaretli değildir o. Sonsuzluk segmentlerden, kesitlerden oluşmaz. Sonsuzluk bir şeylerle işaretlenmiş olsaydı şayet, zamanın ve mekanın yokluğuyla işaretli olurdu; buna Şimdi denir işte. Buluştuğumuz yer burasıdır. Tam burada, tam şimdi, saatlerin tik-tak yapmadığı, çizgilerin, sınırların olmadığı yerde. Burası bulunduğumuz yerdir; ya da bir diğer açıdan bakarsak burası ikimizin olmadığı lakin Birliğin olduğu yerdir.
Çeviren: Engin Zeyno Vural
Copyright © 1999-2007 Heavenletters™
Tanrıya ve kendi yüreklerine daha yakın olmaları için İnsanoğluna yardım eden
Gloria Wendroff, Overseer (Sorumlu yönetici)
The Godwriting™ International Society of Heaven Ministries
703 E. Burlington Avenue, Fairfield, IA 52556
Email angels@heavenletters.org
Ziyaret edin www.heavenletters.org
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder