SEÇİM YASASI
GÜCÜMÜZE YENİDEN SAHİP ÇIKMAK
Özgür iradenin sorumluluğu hem yıkıcı hem yapıcıdır.
Seçimin gücüdür bu.
Geleceğimizi büyük ölçüde belirleyen şimdi yaptığımız seçimlerdir.
Koşullarımızı her zaman kontrol edemeyiz, ama tepkilerimizi seçebiliriz.
Seçim gücümüze sahip çıktığımızda dünyada dolu dolu yaşama cesaretini de buluruz.
Seçim Yasası seçimlerimizi sözlerimizle değil, davranışlarımızla işler.
Dünya'daki tüm yaratıkların seçimi sınırlıdır. Her varlık kendi içgüdüleri ve doğaları doğrultusunda yaşar. Senin de doğanda özgür irade var: Seçimler Yasası.
Yaşamın bu seçimlerin bir tiyatrosu. Kaderin, şu anda yaptığın seçimlerle belirleniyor. Özgür irade bir seçimdir. Ya en derin sezgilerinle ifade bulan yasalara göre davranırsın ya da korkularının, alışkanlıklarının, arzularının esiri olarak gösteriyi yönlendirebilirsin.
Anında doyumu, içindeki bilge sese rağmen seçersen, seçimlerinin sonucu seni eninde sonunda Kozmik Yasalar' la uyumlu olmaya doğru yönlendirecektir. Hangi yolu seçersen seç; kimi yol ışıklı olacak, kimi yol seni önündeki engellerle ve zorluklarla güçlendirecek ama hepsi kendi metodlarıyla sana hizmet edecektir.
Zaman zaman kendi yolunu çizmiş biri gibi değil kadere boyun eğen biri gibi hissediyorum kendimi diye düşünebilirsiniz. İnan ki öyle değil.
Çoğu kararlarımız bilinçaltının bilgeliği tarafından yönlendirilir. 'İç bilge' bilinçli aklın çok daha ötesinde veriye sahiptir. Bazen neden olduğunu bilmeksizin yaşamına bilinçli olarak istemediğin olayları ve insanları çekersin. Ama onlar, öğrenmen ve -en yüksek- iyiliğin için sana hizmet ederler.
FAKİR, ACI ÇEKEN, TACİZ EDİLEN, AÇ İNSANLAR HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUN, ONLARIN DA ACI ÇEKMEYİ SEÇTİKLERİNİ Mİ SÖYLÜYORSUN? SORUSU DÖNÜP DURUYOR BEYNİNİZDE DEĞİL Mİ?
Acının birçok yüzü vardır; en zengin olan da acı çeker. Herkesin yapabileceği tek şey, kendi koşulları içinde en iyiyi seçebilmektir. Yaşama, sevgiye, hizmete yönelik seçimler... Ama hayat size ne sunarsa sunsun, onlara nasıl tepki vereceğiniz sizin seçiminizdir: öfkelenebilir, kaderinize lanet edebilirsiniz ya da durumunuzla yüzleşebilir, farklı seçimler yapabilir ve anı yaşayabilirsiniz.
YA BAŞKA BİRİNİ SEVDİKLERİ İÇİN, RAHATSIZLIĞI VE ZORLUĞU SEÇENLER ?
Kendi arzularını, çocukların, sevdiklerin ya da birileri adına bir yana koyarsan bu ruhsal olarak kendini feda etme davranışıdır. Ama kendini 'kurtarıcı' olarak görüyorsan niyetini yeniden gözden geçirmelisin.
“Başkaları adına çok fazla sorumluluk üstlenmek, onları yaptıkları seçimlerin derslerinden mahrum bırakır.”
Acı çeken insanlara anlayış ve destek vermek, onların sıkıntısını üstlenmeye dönüşüyorsa, sevdiklerinizin ihtiyaçları olan güç ve özsaygılarını da çalmış oluruz.
İSTERSENİZ İLİŞKİLERİNİZ VE İŞLERİNİZ HAKKINDA YAPTIĞINIZ SEÇİMLERİNİZİ DE GÖZDEN GEÇİRELİM SIRASI GELMİŞKEN. ÖYLE DEĞİL Mİ?
Kendinizi kapana kısılmış gibi hissediyorsunuz öyle değil mi?
Hayır öyle hissetmiyorum diyebilirsiniz. Öyle olmadığına beni inandırmak için bir sürü neden sayabilirsiniz. Ama aslında korkuyorsun; kaybetmekten, bitirmekten, son bulmasından korkuyorsun.
Gerçek olan şudur ki ilişkine son verme gücünü kazandığın zaman, ilişkini sürdürebilirsin. Ancak o zaman bir sürü nedenle birlikteliğini sürdürmek 'zorunda olmak' yerine, birlikte kalmayı seçebilirsin.
Anlayabiliyor musun?
Yalnızca hayat arkadaşınla ilişkilerini kastetmiyorum. Söylediklerimiz işinle, arkadaşlarınla, yaşadığın yerle ve tüm hayatınla ilgili.
Seçim gücünü unutmuş birçok insanın kimi kendilerini ilişkilerde kimi de koşulların içinde tuzağa düşmüş hissediyor. Bu insanlar yeni seçimler yapmak için gereken irade, cesaret ve özsaygı için çok acı çekmeye ihtiyaç duyuyorlar.
Hayır deme gücüne erişmediğinde, ne ilişkilerinde ne hayatında ne işinde ne de başka bir şeyde gerçek anlamda evet de diyemezsin. Olumlu, güçlü değişimler yapmak için beklemek zorunda değilsin. Okula gitmek zorunda değilsin. Savaşa gitmek zorunda değilsin. İşe gitmek zorunda değilsin. Evli olmak zorunda değilsin. Çocuk yapmak zorunda değilsin. Başkalarının beklentilerine ve arzularına göre davranmak zorunda değilsin.
Hiçbir şey yapmak zorunda değilsin. Sadece yaptığın ve yapmadığın her şeyin sonuçlarına hazır ol.
Bu sonuçları kabullenmek sana kim olduğunun, nerede olduğunun, ne yapacağının, gücünün ve özgürlüğünün seçimini verir.
İşte o zaman hayat görevler yığınından olanaklar yığınına dönüşür. İşte o zaman mucizeler olur.
Dışsal güçler ya da idealler ne olursa olsun, herhangi bir anda yolunu değiştirme ve seçme gücünün farkında olmak, denizin derinliklerinden suyun üzerine çıkarak nefes almaya benzer.
Andaki durumuna kıyasla görebildiğin alternatif seçimler seni sarhoş edebilir. Hayatında sana zor gelen kendini çaresiz hissettiğin ilişkilerini, kariyerini ya da herhangi bir şeyi değiştirmek bazen kolay bir yol olarak da görünebilir.
Yeni seçimlerin bazıları uygun hatta gecikmiş de olabilir ama seçim, sorumluluğu da beraberinde getirir. Kendini ifadede etkin ve bilinçli bir sorumluluğu da üstlendiğinde seçimin şimdi olduğundan daha doyumlu ve gerçek bir seçim olur; kaçış değil!
Seçim Yasası'na uyduğunda yaşamını yaratmak için daha net kararların olur.
O zaman acaba doğru mu yapıyorum? Doğru kişiyle mi beraberim? Doğru işte mi çalışıyorum? diye şüpheye düşmezsin. Her gününü dolu, dolu seçerek en yüksek üretkenlikle yaşarsın.
"Seçim yapmak istediğin bir şeyden daha çok yapmak istediğin bir şey için vazgeçmektir. Bu senin hayatın. İstediğin zaman; gidebilirsin."
Anlatımın sadeliği ve anlaşılırlılığı yazıyı büyük bir keyifle okumamı sağladı. Teşekkür ederim. Yer imlerine ekledim.
YanıtlaSil