O N U R Y A S A S I
GERÇEK DOĞRULARIMIZI YAŞAMAK
Onur, ruhsal yasalarla uyum içinde yaşamak ve davranmaktır. Koşullar bize
ne kadar karşı olursa olsun, onurlu yaşamak, içsel gerçeğimizi bilmek, kabul
etmek ve ifade etmektir.
Başkalarına söylediklerimizle değil, davranışlarımızla ilham vermektir.
Onur Yasası koşullar ne olursa olsun kendi gerçeğin doğrultusunda
yaşamaktır. Kimse seni görmese bile nasıl davrandığın hakkındadır.
Toplumun kurallarına karşı gelmek akıntıya karşı yüzmek gibidir. Toplumun
gelir geçer değerlerine karşı çıkmaktır. Eğer yüreğinin en derin arzularına
karşı koymazsan istediğini yapabilirsin ama bu hayatını zorlaştırır. Seni
tüketebilir ve sonuçlarına katlanırsın.
NE GİBİ DİYE Mİ SORDUN?
Bu inançları ciddiye alan diğer insanların inançlarını ve duygularını sarsmak
gibi.
ONURUN TOPLUMSAL DEĞERLERE UYMAK OLUP OLMADIĞINI MERAK EDİYORSUN
DEĞİL Mİ?
Toplumun değer yargılarına uymak, etik, yasal ve ahlaki olmayan
davranışlardan kaçınmak onur değildir. Onur, bilinçle ilgilidir.
KOLAY OLDUĞU İÇİN UYUM SAĞLAMAYI ÖNERDİĞİMİ DÜŞÜNMÜYORSUNDUR UMARIM?
Kesinlikle kör bir uyum göstermeni ya da kör bir karşı çıkışı
kastetmiyorum. Sadece gözlerini aç, anlık arzulara ve dürtülere yenik düşmek ya
da boyun eğmek yerine yüreğinin söylediklerinin farkında ol.
Onur Yasası, içsel realitemizin gerçek ifadesini gerektirir. Kıskançlık,
manüplasyon ve açgözlülük davranışlarımızı ya da ifademizi yönlendiriyorsa,
sonuçlarıyla da yüzleşmemiz kaçınılmazdır. Nedensellik yasası evrensel mekanizmanın işleyiş biçimidir.
Kozmik yasalara uymamanın kendisi bir cezadır. Yerçekimi
yasasından kaçamadığımız gibi, davranışlarımızın harekete geçirdiği gizli
güçlerin yarattığı sonuçlardan da kaçamayız.
Bu kedi başkası olmaya çalışmıyor. Birbiri ardına çevrendeki objelere bak.
Bir ağaç, bir rüzgar…"
HEPSİNİ GÖRÜYORSUN BİLİYORUM, PEKİ ONLARI HİSSEDEBİLİYOR MUSUN?
Şamanlar, yerli insanların iyileştiricileri, değişim sanatının ustalarıdır.
Bu sanat, bedenini değiştirmekle ilgili değil, farkındalığını bir hayvana, bir
ağaca ya da ırmağa yönelterek ve hissederek genişletebilmektir. Onların
derslerini öğrenmek her biriyle özdeşleşerek, içsel değerlerini hissederek
onlar 'olmak'tır.
Bu yapılabilir bir şeydir. Çünkü senin büyük 'Ben'in her şeyi
kapsar.
BUNLARIN ONUR YASASIYLA NE İLGİSİ VAR DİYORSUN ŞİMDİ DEĞİL Mİ?
Bunu sormanı bekliyordum. Usta Leo-Tsu bir zamanlar şöyle söylemişti: 'Kuğu
kendisini beyazlaştırmak için yıkanmak zorunda değildir.’ Sen de kendin
olman için bir şey yapmak zorunda değilsin. Doğal yaşam doğaldır. Akan
nehir, esen rüzgar, cırcır böceği kendisi olmaktan memnundur. Sen eksiğinle,
fazlalığınla kendin olmaktan memnun musun?
YA DAHA FAZLASI OLMAYI İSTERSEM Mİ DİYORSUN?
Nasıl daha fazla olabilirsin ki?
Zaten sınırsızsın.
Öldüğünde, cennetin kapılarında kimse sana ermiş olup olmadığını
sormayacak. Sadece 'kendin' olup olmadığın sorulacak.
Asırlar boyu Eflatun' dan Mevlana’ ya kadar herkes bize aynı şeyi
hatırlattı: 'kendini bil' ve 'kendi gerçeğin ol...'
Onur, bütünleşmek demektir. Kendimizi bilmek ve kendimiz olmak
demektir. Onurlu olduğumuzda davranışlarımız en yüksek amaçlarımızla uyum
halindedir. Bedenimiz, zihnimiz, duygularımız ve
davranışlarımız uyum içindedir.
Bütün, parçaların toplamından daha büyüktür. En derin dürtülerimizi,
değerlerimizi, amaçlarımızı anlayana kadar onurdan bahsetmek anlamsızdır.
Kim olduğumuzu sanmak ya da olmak istediğimiz gibi görünmeye çalışmak
yerine, olduğumuzu kabul edene dek onurluymuş gibi görünürüz ama onurlu
olamayız.
Kimi fakire, sevgi ve şefkatle verir, kimi suçluluk duygusuyla ve
başkalarını etkileme ihtiyacıyla. İkisi de 'iyilik' yapar. Ama biri
onurludur.
Amaç ve ihtiyaç, verenin de alanın da yaşamında fark yaratır. Çünkü
verdiğimiz, paranın değerinin çok ötesindedir. Verdiğimiz, kendimizi gördüğümüz
değerdir.
GALİBA ONURLU OLMAYI BAŞARMAK DÜŞÜNDÜĞÜNDEN DE DAHA ZOR OLACAK GİBİ
GÖRÜNÜYOR ÖYLE Mİ?
Bilmeni isterim ki her şey kolay olana kadar zordur. Kendin olabilmek,
cesaret ve açıklık ister. Kendin olabilmek için kendine ve dünyaya karşı
'beğensen de beğenmesen de ben buyum' diyerek bu gerçeği yaşayabilmen gerekir.
Bir kez insan olduğunu kabullendiğinde onurlu yaşam hiç de zor değildir. Onur
mükemmel olmak ya da hata yapmadan yaşamak değildir. Hepimiz hata yaparız.
Sadece yapabildiğimizin en iyisini yaparız ve hatalarımızdan öğreniriz; bir
daha ki sefere daha iyiyi yapabilmek için.
Onur Yasasıyla uyum içinde olmak, zayıflıklarımızı kabul ederek ve
içimizdeki gücü kullanarak diğer insanlara örnek ve ışık olmaktır.
Belki de Mahatma Gandhi 'hayalim benim ÖĞRETMENİMdir' derken bunu
kastediyordu.
Çocukların asla anne-babalarını dinledikleri söylenemez. Ama daima onların
yaptıklarını taklit ederler.
Bakma öyle, evet haklısın. Sadece çocuklar değil her birimiz diğerlerini
davranışlarımızla etkileriz. Ve her birimiz gördüklerimizi taklit ederek
öğreniriz. Bunu bilinçli ya da bilinçsiz olarak yaparız. Başkalarına ne
söylediğimizle değil, nasıl davrandığımızla öğretiriz.
Barış elçisi olmak uygulamayı gerektirir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder