28 Eylül 2012 Cuma

Kahraman Olmanın Yolu

Tanrı dedi ki:

Korku bir tavırdır, bir ruh hali, bir idrak ve düşünce şeklidir. Ruh halleri değişir. Bunları zihniniz değiştirir. Siz de zihninizi, düşüncelerinizi değiştirin. Hayat dahilinde ızdırap çekiyorsanız şayet, olayları ortadan kaldıramazsınız, başka yerlere çekemezsiniz. Izdırap çekme halini ortadan kaldırabilirsiniz.

Izdırap çektiğinizde bir şeyleri daha çok istiyor, ısrar ediyorsunuzdur. Kendinizi fidye için rehin tutuyorsunuzdur. Bu durumda ayak direr, inat edersiniz. Tavır alırsınız. Protesto edersiniz. Hali hazırda size verilmiş olanı kabul etmezsiniz. Izdırap çekmek sizin yaptığınız bir tercihtir. Seçeneksiz değilsiniz ki.

Gökyüzü gri ve bulutlu olabilir ama siz yine de mutlusunuzdur. Gökyüzü masmavi de olabilir. Güneş parlıyordur ama siz yine de somurtur, kendinizi huzursuz, mutsuz hissedersiniz. Kendinizi sınava tabi tutmanızın gereği yoktur. Ne olmuşsa olmuştur. Yola devam edin.

Belki de hayatı kısıyorsunuz siz. Yeni kurallar koymak istiyorsunuz. Tam şimdi kendinizi kutsayabilecekken "ya hep ya hiç" oynamak istiyorsunuz. Izdırap çektiğiniz zaman kendinize değneğin pis tarafını uzatmış oluyorsunuz. Izdırap çekmeyi seçiyorsunuz çünkü istediğiniz şey konusunda diretmeye karar veriyorsunuz. "Daha azına kanaat getirmeyeceğim," diyorsunuz, dolayısıyla da kendinize ızdırap çektiriyorsunuz.

Siz bir TL. istemiş ama yerine bir kuruş almışsınızdır. Bunun bir ızdırap nedeni olduğunu söylersiniz kendinize. Hayatla uzlaşmayı, orta yolda buluşmayı reddedersiniz. Ya hep ya hiçtir sizin için, istediğiniz böyledir. Enayilik edecek haliniz yoktur ya, siz de ağıt yakar feryat edersiniz. Böylelikle mutlu olmayı da reddedersiniz. Ancak hayat size bir kraliyet mensubu gibi muamele ederse mutlu olma kararındasınızdır. Kendiniz için sınırlar koyar bunları bir milim oynatmazsınız. İnatçılığı ve ahmaklığı seçersiniz. Bunun yerine sportmenliğe yakışır şekilde davranın, bardağın dolu tarafına bakın.

Arınma Devam Ediyor

23 Eylül 2012
Hilarion Haftalik Mesajı - Marlene Swetlishoff Aracılığiyla

Sevgili Dostlar,
Yüksek benliğinizle daha büyük bir bağlantı sağlamak için gerekli olan arınma şimdi gerçekleşiyor. Bu önümüzdeki aylarda da devam edecek ve kendinizi daha önce hiç olmadığı şekillerle ifade ediyor bulacaksınız. İçeride daha sakin ve huzurlu hissedeceksiniz. Enerjilerin yoğunluğu, sizin kendinizden emin bir şekilde ilerlemenizi alıkoyan her şeyi alıp götürdü ve yakında sizler daha yüksek bir ifade ediş şeklinin öncüleri olacaksınız.

Çevrenizdeki insanlar arasındaki çözülmemiş problem ve durumlar daha detaylı bir bakış için su yüzüne çıkıyor ve bu problemler barışçıl ve sevgi dolu şekillerde çözülüyor. Tüm canlılar sevgi ve birlik içinde bir araya gelmeyi arzu ederler, daha pozitif ve eğitici şekilde bir araya gelmek ve bu durumun insan ilişkilerinde kendi etkisini yarattığı görülecektir. Kitlesel bilinç alanı toplu olarak bir arınma sürecinden geçiyor ve bu devam ettikçe insanlar arası ilişkiler daha barışçıl şekillerde gerçekleşecek.

Siz, ışık taşıyıcıları, günlük yaşamınızda hayati bir rol oynuyorsunuz. Çevrenizdeki ışığın varlığı otomatik olarak herkesin enerji alanını etkiler ve bu sizin değişimdeki katalizörlük görevinizdir. Ayrıca, yeni gruplara girip etkileşime geçtiğinizde diğerlerinin enerjilerini benimseyip, dönüştürdüğünüzü görüyoruz. Bu; arınma süreci hiç bitmeyecek mi diye merak etmenizin bir nedeni olarak görülebilir. Kişisel arınma gerçekleşti ve şimdi sizler ışık taşıyıcılar olarak önünüzdeki her şeyi arıtıyorsunuz, bu doğal olarak oluşan bir süreçtir.

Para ve Ruhsallık

Hiçbir iyilik cezasız kalmaz!

“Hiçbir iyilik cezasız kalmaz” diye bir söz var. Bu söz, her toplumda ve kültürde var mı bilmiyorum ama insanı iyilikten de, güzellikten de soğutan bir sözdür.

Sık sık bize “Yani siz bu işi para için mi yapıyorsunuz?” gibi suçlamalarla karşılaşmaya alıştık artık. Yani şunu demek istiyorum, “Bu iş para için yapılmaz!”

Biz ermişleri ellerinde bastonla, bozkırda öyle aç bi ilaç dolanırken, dolaşırken hafızamıza kazımış bir nesiliz…

Şimdi değil ama bir zamanlar (benim gençliğimde!) aç ve sefil bir biçimde, bir köşede ölen sanatçılarla ilgili haberler çıkardı. Bunlar kanıksanmıştı halk arasında. Çocukları sanatçı falan olmak isteyen anne babalar paniğe kapılır, onu bu kararından caydırmaya çalışırdı.

Savundukları gerekçe, toplumun bu konudaki genel yargılarını ifade etmekten ibaretti.

Örneğin, Cahide Sonku alkol ve yoksulluk batağında ölüp gitmişti. Yeşilçam Sokağında figüranlar, tavla oynayıp simit yiyerek iş bekliyorlardı.

Ruhsallıkla uğraştınız mı durum yine çok farklı değildi aslında…