31 Ocak 2013 Perşembe

Başmelek Mikail - Kendinin Farkındalığının Sekiz Aşaması

Ronna Herman kanalıyla aktarılmıştır, LM-02-2013
Sevgili üstatlar, sizler bilincin bir çok seviyelerini ve alt seviyelerini geçerken gerçekleşmekte olan şeyler hakkında geçmişte açıklama yaptık, ama hafızanızı tazeleyeceğiz. Aura alanınızdaki bozulmaları temizlerken, aynı zamanda gerçekleşmekte olan içsel bir süreç de vardır. Tüm fiziksel yapınız, bütünleştirmekte olduğunuz yüksek frekans kalıpları tarafından tetiklenen karmaşık değişimlerden geçiyor; bu yüksek frekans kalıpları Işık Şehirleri vasıtasıyla Yaratıcı Kaynaktan geliyor. DNA’nız, çakra merkezleriniz ve Kutsal Kalbiniz/Zihniniz İlahi Mavikopyanızı içerir. Yaratıcı bilincin Adamantine Parçacıklarının daha fazlasını bütünleştirirken, gerçeğiniz olarak kabul ettiğiniz olumsuz kavramlar nedeniyle yaratmış olduğunuz tüm bozukluklar/kusurlar yavaşça düzeltiliyor. Bu çarpıtılmış kavramların çoğu, iyileştirilmek veya elimine edilmek için bilinçli farkındalığınıza süzülüyor; ve sizler kozmosun bilgeliğinin daha derinlerini araştırırken, bunun rahatsız edici, endişe verici olabileceğini anlıyoruz. Bunu yaparken, duyarlı farkındalık ve sabır halini sürdürmeniz çok önemlidir. İnsanlık unutkanlık halinden veya Benliğin sınırlı farkındalığı denilebilecek bir halden ortaya çıkıyor.

Sizler ayırt etme güçlendirici armağanı vasıtasıyla, mevcut olan bilgi çokluğunu ve yeni kavramları analiz etmede çok becerikli hale geliyorsunuz. Şimdi, ÜstRuhunuza – Yüksek Benliğinize ve içinizdeki küçük sese daha fazla uyumlu olduğunuz için, bir kavramın içsel gerçeğiniz ile uyumlu olup olmadığını hızla saptama yeteneğini kazanıyorsunuz. Eğer uyumlu değilse, kötü niyet veya yargılama olmadan onu seçim dışı bırakmanızı gerektirir veya eğer emin değilseniz, onu bir kenara bırakın ve Yüksek Benliğinizden onu sizin için belirgin bir şekilde doğrulamasını isteyin. Birçok yeni kavramlarla bombardıman edildiğinizin farkındayız, bunların bazıları kavramsal anlayışınızın sınırlarını zorluyor. Lütfen, deneyimlemekte olduğunuz şeylerin hepsinin ortasında olduğunuz yükseliş ve yeniden birleşme sürecinin parçası olduğunun ve bunun zaman geçerken hızlanacağının farkında olun. Yükseliş Yolunda nerede bulunduğunuz önemli değil, anlayış seviyenizle huzurlu olun ve kendinize karşı sabırlı olun. Size durmaksızın “Yeterince iyi değilsin. Etrafındakilerin gerisindesin. Sen değerli değilsin. Tüm spiritüel terimleri, teknikleri ve meditasyonları asla öğrenemeyecek, anlayamayacak ve bunlarda mükemmel olamayacaksın!” diye fısıldayan egodur. Bu gerçekleştiği zaman DURUN ve nazikçe zihninizi seçtiğiniz bir kaç onaylama ile merkeze geri getirin.

Dünyadaki her Ruhun varoluşun yüksek alemlerine geri dönüş Yolunu izlemesi önceden belirlenmiştir; ancak, bu çok kişisel bir yolculuktur. Bir çok kez belirttiğimiz gibi: alçak yolda, orta yolda veya yüksek yolda gidebilirsiniz; bu size bağlıdır, ancak en sonunda Işığın daha ince boyutlarına geri döneceksiniz. Baba/Anne Tanrımız tarafından yaratılmış olan Işıklandırılan bu dünyasal, önceden belirlenmiş İlahi Mavikopyanın çerçevesi içinde ÖZGÜR İRADEYE sahipsiniz. Sizler bilincin yüksek seviyelerine erişirken, beyninizin düşük kısımlarının veya üçüncü/dördüncü boyutların düşük frekansları ile rezonansa giren ve hayvan/insan içgüdüsel doğamızı içeren kısımlarınızın giderek uyarlanacağının veya kapatılacağının farkında olmalısınız. Sizler Kutsal Zihninizin bilgeliğine erişirken ve Yüksek Benliğiniz, rehberleriniz ve melek yardımcılarınız ile etkileşim kurma yeteneği kazanırken, yavaşça içgüdüsel doğanızın yerine sezgisel doğanız geliyor. Tüm engin tarihinizin, soyağacınızın ve İlahi mirasınızın yüksek bilincinizin hazine sandığında saklandığı yüksek beyin yapınızda – Kutsal Zihninizde – saklanan bilgeliğin Işık paketlerine erişme yeteneği kazanıyorsunuz.

28 Ocak 2013 Pazartesi

Eğer Ben Sizi Tüm Kalbimle Sevebiliyorsam Siz de Kendinizi Sevemez misiniz Peki?

Tanrı dedi ki:

Bugün kendinizde kusur bulmayı bırakmanın günüdür. Evet, lütfen kendinizde sonu gelmeyen kusurlar bulmaya son verin artık. Söylediğiniz veya yaptığınız ya da söylemediğiniz veya yapmadığınız bir şey için her gün elinizi başınıza vurup pişmanlık yaşıyorsanız eğer, bu Heavenletter bilakis sizin için demektir.

Sizin için biraz mola vermenin zamanıdır.

Tabii ki hatalar yapıyorsunuz. Tabii ki başka türlü davranmış veya konuşmuş olmayı diliyorsunuz ama bunu yapmaktan artık usanmadınız mı?

Yaptıkları iyi, güzel şeyleri çocuklarınıza nasıl gösteriyorsanız, yaptığınız tüm o güzel şeyleri de kendinize göstermelisiniz. İyi bir yüreğiniz var. Başkalarını umursuyor, onları önemsiyorsunuz. Artık kendinize de önem verin, değer verin.

Bir başkasını kendinizi yerden yere vurduğunuz şekilde hırpalamazdınız hiç. Didik didik, lime lime etmezdiniz böyle. Kusurlarınızı, hatalarınızı yakalamakta uzmansınız. Kusurları unutun. Kendinizde bu kadar kusur bulmak demek Bende kusur bulmak demektir. Bende kusur bulmak için kendinizi alaşağı etmezdiniz değil mi? Sizden kendinizi sevmenizi istiyorum Ben, lütfen. Benim size nasıl baktığımı düşünün. Ben size sevginin gözleriyle bakıyorum. Şimdi, kendinizi de aynı şekilde sevmenin zamanıdır. Eğer Ben sizi tüm kalbimle sevebiliyorsam siz de kendinizi aynı şekilde sevemez misiniz?

27 Ocak 2013 Pazar

Gerçeğiniz Nedir?


Jennifer Hoffman Tarafından kanallık edilen Başmelek Uriel Mesajı - 21.01.2013

Kim olduğunuz, yaşam amacınız, yaşamınızın amacı, yarattığınız yolculuk ve yaptığınız seçimler, hepsi gerçeğe dayanır. Gerçek size verilmez ya da sizin için yaratılmaz, o sizin yargılarınıza dayalı olarak yarattığınız titreşimsel bir frekanstır. Başka bir deyişle gerçek, bir enerji akışı yargılama tarafından dondurulduğunda oluşturulan algılamadır. Her insanın kendi gerçeği vardır ve sizler gerçeklerinizin kesişimi vasıtasıyla diğerleriyle birleşirsiniz.

Enerjiyi dondurarak gerçekliğinizi oluşturursunuz çünkü ruh, fiziksel alanda var olabilmek için yoğun gerçekliğe ihtiyaç duyar. İşte bu şekilde dersleri öğreniyor ve insanlığın yolu olan yükseliş evrimini oluşturuyorsunuz. Yargılamalar yaratıyor ve belirli bir gerçek üzerinde enerjiyi donduruyorsunuz, böylelikle onu yanlış yapabileceksiniz, bu sizin şifa yolculuğunuz. Bu yargılamalar aracılığıyla 'Ben bu değilim' senaryoları yaratıyorsunuz, böylelikle 'Ben buyum' varlığınızı geri çağırabiliyorsunuz. Çoğu 'Ben bu değilim' senaryolarınız eylem ve kelimeler aracılığıyla başkalarınca yansıtılmıştır. Başkalarının gerçeklerini değiştirmek yerine, onların sizin kendi gerçekliğinizi değiştirmeye yardımcı olduklarını bilin.

Birinin gerçeği, onun sizin için gerçek olduğunu inanın ya da inanmayın, sahip olduğunuz bir gerçekle uyumlu olduğu zaman gerçek bir bağ oluşur. Bu gerçek genelde sizin 'Ben bu değilim' gerçeğinizin bir veçhesidir ve siz onu reddederek karşılık verirsiniz. Fakat bu onu gerçek dışı yapmaz ve o sizin için çok güçlü bir öğrenme, şifa ve dönüşüm barındırır. Acı veren gerçeklerin kendi inanç ve anlayışınızın bir yansıması olduğunu kabul ederek bu gerçeklerin size sunduğu şifaya ulaşabilirsiniz.

Boyutlar ve Çok Boyutluluk

15 Aralık 2012
The Group~Steve Rother

Elrah devreye girer...

Oh, işte oradasınız !

Benim geleceğimi düşünmüyordunuz fakat ben Elrah ve ben buradayım. Ben Ritmik Servisten Elrah. Ben oturamıyorum, ayağa kalkmak zorundayım. Tamam. Hatta bu ceketi Koruyucu için onaracağım çünkü o bu ceketi seviyor. Bu ceketin içinde iyi görünmüyor mu? Bu iyi görünüyor mu ? Hepiniz hoş geldiniz.Sizinle uğraşıyorum kameramanlar.Bunu beklemiyordunuz değil mi ? Evet,insan rolünü gerçekten iyi oynuyorum,şöyle bir uğruyorum ve her türlü komik şeyi yapıyorum.Buraya Zamanın Koruyucusu sizinle konuşmadan önce geldim çünkü o benim kardeşimdir,biliyorsunuz ve biz onunla her zaman konuşuyoruz.Aramızda hiçbir problem yok , çünkü bizim egomuz yok.Egom varmış gibi davranmaya çalışıyorum ve şimdiye dek bunda oldukça başarılı oldum,fakat bu sadece bir varsayım oyunu çünkü onun aracılığıyla konuşmuşum ya da benim aracılığımla konuşmuşuz buna aldırmıyorum.Hiç bir farkı yok çünkü her birimiz birbirimizin bir parçası,sizin de olduğunuz gibi.Bunu daha çok, daha çok görmeye başlayacaksınız,çünkü önümüzdeki günlerde oldukça farklılık göreceksiniz.Şimdi size gerçekleşmekte olan şeylerden biraz bahsedeceğim.

Oluşmakta olan bir vortex(girdap) var ve o gittikçe ilginç bir hal alıyor.Hiç sifonu çektiğinizde tuvalete bakıp aşağıya doğru dönen suyu gördünüz mü? Bu bir vortex.Eveeet.Bunu burada Birleşik Devletlerde her yerde göremezsiniz.Avrupa'da aynı şeyi yapmıyorlar,o bir anda aşağıya iniyor.Her neyse,eğer bir vortexe bakarsanız sadece resimin yarısını görebilirsiniz,çünkü görülen tarafı bu kadardır.Her zaman vortexin enerjik bir çifti vardır,yani her ne kadar siz yarısını görsenizde görmediğiniz tam bir parçası vardır.Sizler,Zamanın Koruyucusunun size açıklayacağı bir zaman vortexine henüz yeni girdiniz.Fakat bu kavramı sizinle öncelikli olarak ben paylaşmak istiyorum çünkü halihazırda ona giriş yaptınız.Dostum,giriş yaptınız derken bu sefer gerçekten de giriş yaptınız.Meydana gelmekte olan şudur.Yeni bir dünyaya giriyorsunuz.Ahhh işte burda sizi biraz yakaladık,değil mi? Bunu beklemiyor fakat uzun bir zamandır planlıyordunuz-hatta Mayalar bile bunun geleceğini biliyordu.Bunun tam ortasından giriş yaptınız , fakat buradan oraya kadarki geçiş büyük bir adımdır ve bu bir çok insan için çok korkutucu.Bu yüzden hareket etmeniz için bir insan dalgası başlattık ve vortexi açtık.Şimdi gerçekleşmekte olan şey ise vortexin tamamlanıyor olmasıdır.Siz diğer taraftan enerjetikleri çeken bir tarafa sahipsiniz,sonra hepsi çalışmaya başladığında bu bir portala(kapı) dönüşür.''Neyin portalı?' diye soruyorsunuz.Evet,bahsettiğiniz dünyaya açılan bir portal,''Yuva'' dediğiniz o mükemmel yere.Ben ondan büyük 'Y' ile Yuva olarak bahsediyorum çünkü ben oradanım ve siz hepiniz de oradansınız.Kainat boyunca bir çok farklı şekillerde dans edip durdunuz ve şimdi buraya,Dünyaya tam da zamanında bu portaldan geçişinizi izlemek üzere kondunuz.

İsrafil Sur'u Üflediğinde

http://www.derki.com/ruhsallik/item/3093-israfil-sur%E2%80%99a-uflediginde-bolum-1

22 Ocak 2013 Salı

Titreşimlerin Sırrını Çözen Kainatın Sırrını Çözer: Frekanslar ve Hayatımıza Etkileri

Bundan yirmi yıl önce size evrenin aslında kocaman bir titreşim olduğu söylenseydi, küçük evren insanın da etrafındaki her şeyle birlikte her an titreşmekte olduğunu ve hayatın sırrının titreşimlerde saklı olduğu söylenseydi ne düşünürdünüz?

Nikola Tesla titreşimlerin sırrını kısmen de olsa çözmüştü

Muhtemelen bu söylenilenlere çok fazla anlam veremez ve üzerinde de fazla durmazdınız. Çünkü o zamanlar titreşimlerin bu derece önemli olduğu insanlık tarafından bilinmiyordu. Gerçi hala da tam olarak bilindiği söylenemez… Hâlbuki bundan 100 yıl önce Nikola Tesla kendi icadı olan deprem makinesini anlatırken şu sözleri söylemişti: “Birkaç saniyede binanın titremeye başladığını hissettim. On dakika daha devam etseydim binayı ve sokağı yıkabilirdi. Aynı cihazla Brooklyn Köprüsünü 1 saatten kısa bir süre içinde East River’a indirebilirdim.” Tesla frekansların yani titreşimlerin sırrını kısmen de olsa çözmüştü. Tesla’ya göre evren kocaman bir titreşimdi ve hepimiz bu titreşimin küçük birer yansımasıydık. Ya da başka bir deyişle evren bir gitar, bizler de onun telleriyiz ve diğer tüm tellerle birlikte her an titreşiyoruz. Bilim adamları yüzyıllardır bu şarkıyı anlamlandırmaya çalışıyorlar ve sonunda notaları keşfettiler. Şimdi de gitarın tellerini koparmadan melodiyi çözmeye çalışıyorlar… Bu yazıda melodiye ait birkaç sol anahtarı vermeye çalışacağız.

Saniyede 10 bin kez hızla titreşen canlıları göremiyoruz

Her şeyin özü enerjidir. Kütle, enerjinin yoğunlaşmış halidir. Düşünce enerjidir. Enerji sürekli titreşerek bir salınım oluşturur. Bizler de insanoğlu olarak sürekli titreşen enerjileriz. Titreşim seviyemiz düşük olduğu için yeryüzünde çökeltilmiş şekilde yani kütle-beden olarak hayatlarımızı devam ettiriyoruz. Bizim titreşimimize uygun şekilde titreşen enerjileri de kendi titreşim dünyamızda kütle olarak görebiliyoruz (diğer insanlar, hayvanlar, masa, sandalye vs.) İnsan bedeninin doğal titreşim düzeyi saniyede ortalama 300 titreşimdir. Dünya işleriyle fazlaca ilgili olan insanlar bu titreşimin altındadırlar. Frekans yani titreşim düzeyi arttıkça kişilerin doğaüstü güçleri de artmaktadır. Şifa verme gücüne sahip olan kişilerin titreşim düzeyleri saniyede ortalama 500 titreşimdir. 800 titreşim seviyesine gelindiğindeyse medyumik güçler ortaya çıkar. 1000 titreşimin üzerinde telepati kanalı gayet akıcı şekilde açıktır. Saniyede 10 bin titreşim seviyesindeki insan astral seyahat yapabilir konuma gelir. Bu tıpkı bir gitarın tellerinin titreşmesi gibidir. Gitarın telini oynattığınızda önce hızla titreşir, teli göremezsiniz. Sonra titreşim azalmaya başlar ve tel görünür hale gelir. Bizler de şu anda saniyede 300 titreşimle birbirimizi görebiliyoruz ama saniyede 10 bin kez hızla titreşen canlıları göremiyoruz. Onları boyut üstü varlıklar olarak adlandırıyoruz. İçimizden pek azımız yani medyum diye tabir ettiğimiz kişiler onlarla temasa geçebiliyor. Bazen kanal olarak da onlardan gelen bilgileri aldıklarını iddia edebiliyorlar. Bu kişilerin bir kısmı şizofren hastası, bir kısmı dolandırıcı olabilir ama titreşim seviyesini saniyede 10 binin çok üzerine çıkartıp zaman mekân mefhumunu aşan insanların da var olduğu biliniyor. Çok büyük kâhinler bu frekans seviyesinde oldukları için söyledikleri pek çok şey doğru çıkmaktadır. Duru görü yapan medyumlar kaybolan eşyaları bu şekilde bulabilmektedir. Şifacılar tek bir dokunuşla hastanın hasarlı olan organına en uygun frekansı vererek onu iyileştirebilmektedir. Şifacı ya da bioenerji uzmanı olarak tabir ettiğimiz kişilerin yaptıkları şey özünde kendileri vasıtalarıyla hastaya doğru frekansları vermektir.

16 Ocak 2013 Çarşamba

Tevazunun nimeti

Tanrı dedi ki:

Canlarım, size olan saygımdan şüphe etmeyin ve kusura bakmayın ama "Kim oluyorsunuz da bir başkasını affetmeniz gerekiyor?" diye sormak zorundayım burada. Bir başkası sizin o affediciliğinize mazhar olmak, bunu hak etmek için ne yapmıştır acaba? Muhtemelen bazı standartlar dayatıyorsunuz siz?

Belki de biri ya da belirli bir grup insan, sizin olmaları gerektiğini düşündüğünüz gibi değil. Belki de sizin gibi giyinmeleri gerektiğini ya da sizin onlar nezdinde inandığınız biçimde konuşmaları gerektiğini düşünüyorsunuz. Bunu nereden çıkardığınızı sorabilir miyim acaba?

Başkalarının nasıl ya da ne gibi olmaları gerektiğine karar veren bir merci misiniz siz? Size soruyorum; biri size Dünyanın En Önde Gelen Otoritesi olduğunuzu falan mı beyan etti? Bunu Ben yapmadım! Öyleyse kendi kendine gelin güvey olan, görev biçen siz olmalısınız? Canım; neyin makbul, neyin trend olduğuna yönelik kanaatlerini sana kaç kişi sordu ve kaç kişi de sormadı acaba?