28 Mart 2013 Perşembe

Evrensel Sevgi Nefesi


Lauren Gorgo

Bu yöntemi niyet ile ve en yüksek hayır için uyguladığımız zaman, bizim için her zaman mevcut olan şifa, gençleşme enerjisinin sınırsız rezervine erişimimiz vardır.

Pleiadesliler evrimleşmekte olduğumuz bu yeni insan formunun onların “yaşam nefesi” adını verdikleri yaşayan & nefes alan adamantine zekasının bütünleşmiş, yönetilen sistemi olduğunu söylediler.

Pleiadesliler “adamantin parçacığını” hem tezahür etmiş & hem de tezahür etmemiş varoluştaki maddenin en küçük, en temel (bilinçli) atom altı parçacıkları olarak tanımlar.

Adamantine parçacıkları nötrdür ve onları harekete geçirmek veya onlara komut vermek için SEVGİ gerekir. Bu Sevgiye yüksek kalp vasıtasıyla erişilir ve ruh tek yönlendirici güç olduğu zaman bu sevgi ortaya çıkar.

Adamantine parçacıkları yeni insan kalbi sisteminin 5B parçası olarak yüksek kalbin rezonansına (528 Hz) karşılık verir.

5 Mart 2013 Salı

Yeni Dünya Enerjileri - Mart 2013

BM Mikail: Kutsal Yerde Yaşamak: Yeni Realite ve Yıldız Tohumları ve Yıldız Dansçıları
Başmelek Mikail ~ Celia Fenn kanalıyla

Sevgili Işık Ailesi, birçoğunuzun Yeni bir Realite ve Yeni Bir Uzayda olmanın farkında olduğunuzu ve bu yeni enerjilere ayarlanmak için çalıştığınızı biliyoruz. 2012 Portalından geçişten sonra, hala “ayaklarınızı diğer tarafta bulma” sürecindesiniz. Bazıları için bu, Yeni Realitede duygusal ve fiziksel dengenizi bulmaya çalışırken, küçük sorunların bile büyüdüğünün görüldüğü çok değişken, dengesiz bir periyot oldu.

Evet Sevgililer, bu yeni Beşinci Boyut Realitesinde Eski realitenin “filtreleri” veya “perdeleri” gitmiş gibi görünüyor ve her şey daha yoğun ve daha anlık, doğrudan ve anda Seçimler ve Kararlar yapmanızı istiyor. Siz artık çözülmemiş duygusal sorunları geçiştiremezsiniz, her şey kendinizi Anda tam olarak hizalamanızı istiyor. Geçmişte yaşayamazsınız, gelecekte yaşayamazsınız, Şimdiki Anda yaşamalısınız ve ortaya çıkan ve baş edilmesi gereken şeylere ve Zaman ve Mekanın Akışında hangi seçimleri yapmanız gerektiğine dikkat etmelisiniz.

Sevgililer, sizler Yoğun İlahi Işığın bu yeni Akışına daha fazla alışırken, Yeni Realitede dengenizi nasıl taşıyacağınızı ve nasıl gelişeceğinizi öğreneceksiniz. Bu Beşinci Boyut Realitesinde hatırlayacağınız en önemli şey, bunun Her Şeyin Yaşamın Akışında Birbirine Bağlı olduğu Birbirine Bağlılık ve Birlik Alemi olduğudur. Sizler Dualitenin ötesinde ve her şeyin yargılandığı ve kategorize edildiği eski referans çerçevesinin ötesinde yaşıyorsunuz. Bu Yeni Realitede, Her Şeyin Kutsal olduğunu, çünkü Her Şeyin Tanrı’nın Işığının bir İfadesi olduğunu algılamaya başlıyorsunuz!

4 Mart 2013 Pazartesi

Yaşam Oyununun Şifresi

Birkaç gündür Zeynep Alan Sevil Güven'im " Kimse kusura bakmasın ama burada yazanların büyük çoğunluğu kendini Yaratıcı Kaynak'a şirk koşuyor. Herkes dünyada 'ben olsaydım bunu böyle yaratmazdım' dediği alanda ne yapacağını yazıyor ve Yaratıcı Kaynak dünyayı böyle zihninde tuttuğuna göre değişmesi gereken şeylerimiz var hala içimizde demektir." sözlerini düşünüyorum. Peki o zaman hiçbir şey yapmadan saksı gibi oturmak mı lazım diye algılıyor insan. Ne yaparsam yapayım değişim adına; bu, Yaratıcı Kaynak'a şirk koşmak oluyor çünkü. Derken az önce şunu farkettim, ya Yaratıcı Kaynak kendimizi keşfetmemiz adına bunları dünyaya yerleştirdiyse. Ya özellikle kapalı kapılar sürekli karşımıza bu yüzden çıkıyorsa ve biz sürekli zorlayarak açmaya çalıştığımız için sürekli daha da canımız yanıyorsa. Koşup koşup kapıya omuz atıyoruz veya hep birlikte yüklenelim arkadaşlar haydi yallah diyoruz ama değişen hiçbir şey olmuyor.

Sonra aklıma "Prince of Persia" oyununun 11. bölümü geldi yeniden, taa ortaokulda oynadığım. O bölümde karşınıza Prens'in kendisi gelir. Bu onun yansımasıdır ve ne yaparsanız yapın onu dövemezsiniz veya yenemezsiniz. O hep sizden daha iyidir, o sizin yansımanızdır çünkü. O bölümü geçmenin tek yolu vardır "boşluk" tuşuna basıp kılıcınızı yerinize sokmanız. Karşınızdaki yansıma da kılıcını yerine sokar. İki prens selamlaşır ve yol açılır.

Bizler "iyi" niyetli de olsak, cidden bir şeyleri beğenmeyerek, eleştirerek, saldırarak, kabullenmeyerek, karşı saldırılar yaparak; onu değiştirebileceğimizi zannediyoruz. Çünkü "haklıyız", "başaracağız" ve "kazanacağız". İnsanlık tarihi boyunca düsturumuz bu oldu ve birbirimizi daha “haklı” olma uğruna kesip biçtik hem madden, hem de manen. Peki soruyorum size: Kim haksız? Herkes kendine göre haklı değil mi dinlediğinizde. Ee doğru bu. Herkes “Hak”lı yani “Hak” benim yanımda iddiasında; bu yalan mı? “Hak”kın yanında olmadığı kimse var mı, herkes “Hak”kın parçasıyken. Ben karaciğerime katılıyorum, ama barsaklarım yanlış yapıyorlar, onların yanında değilim der misiniz konu bedeniniz olunca?