8 Şubat 2013 Cuma

Ben Ben'im Farkındalığı, Ben Ben'im Nefesi

Şimdi nefes alın diyeceğim ama siz hemen aldıktan sonra arkasından ne okuyacağınızı ve bundan ne elde edeceğinizi merak edeceksiniz. Bu zihinsel bir durumdur...Merak etmeden sadece enerjisel duruma  nefesle geçerseniz bu sizi kendi farkındalığınıza getirecektir. Bunun en derin anlamı; zaten aktarılan tüm bilgiyi biliyorsunuz demektir. O halde bunu neden tüm yaşantınıza yayma izni vermiyorsunuz?

Zaten tüm bilgiyi biliyor olmak; kendi potansiyellerinizin de farkında olarak yaşamak değil midir? Bilinmezlik korkusunu özgürleştirmek gerçek bir deneyim alanı yaratmaz mı tüm insanlık için? Nefes; bu merkezde kalabilmek için sizin en önemli katalizörünüzdür...

Zihinsel olmak;  gelen bilgiyi ilk defa öğreniyormuş gibi ya kabul verecek ya da reddedecektir. Sizler bilinç durumuna geçtiğiniz an kabul ve reddetmek yerine bütünleşik enerjiyi hissetmeye başlarsınız. Zihnin ötesine geçmek demek; onu kendi bilinç alanınıza getirmek demektir. Onu tümüyle reddetmek demek değildir. Bilmediği zannettiği alanı ona aslında bildiğini göstererek ona rehberlik etmek demektir. Nefes bilinmezliği ortadan kaldırır.

Kendi merkezinde kalamayan varlıklar aslında zihinlerinin onlara rehberlik etmesini seçmiş demektir. Bu da toplu bilinç enerjileri ile çalışan egosal zihnin, rekabet ve arayış içinde olmasına sebep olur.

6 Şubat 2013 Çarşamba

Düşüncelerin Ormanı

Tanrı dedi ki:

Karmaşa ve akıl karışıklığı bir ormanda yürürken farkına vardığınız, hissettiğiniz şeylerdir sadece. Ormanın ağaçlarla dolu olduğunu söyleyebilirsiniz. Orman iyidir. Açıklık alanlar da iyidir. Keşmekeş bile iyidir. Sizin bir yere gittiğiniz gösterir.

Ormanda kaybolabilirsiniz ama orman bulunabileceğiniz bir yer de olabilir pek ala. Düşünce ormanının içinde kendinizi bulursunuz siz.

Ormanda yürürken gökyüzüne bakmak; ağaç dallarının, yapraklarının arasından sızan gün ışığına, güneşe doğru bakıyor olmak hayırlıdır, iyidir. Dünya ormanını yarattım Ben ve onun iyi olduğunu, hayırlı olduğunu söyledim.

Bu ormanla ilgili bir sonuca varmak zorunda olduğunuzu düşünmüş olabilirsiniz. Ağaçlara belirli yerler ayırmanız, onları pay edip düzenlemeniz gerektiğini düşünmüş olabilirsiniz; fakat tüm yapmanız gereken o ormanda yürümeye devam etmek aslında. Orman nizami, düzenli falan olmak zorunda değildir. Ormanlar peyzaj alanı değildir. Yabani otlardan arındırılamaz onlar. Yeknesak, aynı tip bir yapıda olmazlar. Planlanmamışlardır, bir projeleri yoktur. Doğal halleriyle, akış içinde büyüyüp gelişirler ve büyüleyici yerlerdir ormanlar; gün ışığı ağaçların tepelerinde nasıl da oyunlar yapar, onca kuş ve tüm o canlılar nasıl da yaşar oralarda ve siz de nasıl kendinize bir yol yapar, oradan yürür gidersiniz ormanda. Orman ormandır ama hiçbir biri birine benzemez onların, öyle olmaları da gerekmez zaten.