12 Ağustos 2011 Cuma

Acı sana mutluluğun veremeyeceği bir çok şey sunar...

Acı sana mutluluğun veremeyeceği birçok şey sunar. Aslında mutluluk birçok şeyi elinden alır. Mutluluk, şimdiye kadar her ne elde etmişsen, her kim olmuşsan hepsini elinden alır; mutluluk seni yok eder! Acı egonu besler, mutluluk ise kısaca egosuz olma halidir.

Sorun burada yatıyor, tam bu noktada düğümleniyor. Mutlu olmak insanlara bu yüzden bu kadar zor geliyor. Bu yüzden dünyada milyonlarca insa...n sefalet içinde yaşamayı seçiyor. Bu sana çok ama çok billurlaşmış bir ego kazandırır. Acı çekiyorsan varsın. Mutluysan, yoksun. Acı içindeyken billurlaşma, mutluluk içindeyken buharlaşma.

Bu anlaşıldığında her şey son derece berraklaşacaktır. Acı seni özel yapar. Mutluluk ise evrensel bir olgudur ve özel hiçbir tarafı yoktur. Ağaçlar mutludur, hayvanlar, kuşlar mutludur. Varoluş, insan dışında tümüyle mutludur. Acı çekmek insanı özel, sıradışı kılar.

Acı, insanların dikkatini çekmeni sağlar. Acı içinde olduğunda insanlar seninle ilgilenir, şefkat ve sevgi gösterir. Herkes sana bakmaya başlar. Kim acı çeken birini incitmek ister? Acı içindeki birini kim kıskanır, kim ona düşmanlık besler? Bu fazla gaddarca olurdu.

Acı çeken biri sevgi ve şefkat görür, ona bakılır. Acıya yapılan yatırım büyüktür. Karısı acı içinde olmadığında kocası onu unutuverir. Ama acı çekiyorsa onu ihmal edemez. Eğer koca acı çekiyorsa, tüm ailenin, karısı ve çocuklarının etrafını sarıp, onun için endişelenmesi onu son derece rahatlatır. Kişi böyle durumlarda yalnız olmadığını, bir ailesi, dostları olduğunu hisseder.

Hasta veya bunalımda olduğunda, acı içinde olduğunda dostların seni ziyaret etmeye, teselli edip, rahatlatmaya gelir. Mutlu olduğunda ise aynı dostlar seni kıskanmaya başlar. Gerçekten mutlu olduğunda, tüm dünyanın sana karşı cephe aldığını göreceksin.

Kimse mutlu birinden hoşlanmaz çünkü mutlu kişi diğerlerinin egosunu incitir. Diğerleri şöyle hissetmeye başlar: "Demek sen artık mutlusun ama biz hala karanlığın, acının, cehennemin içinde sürünüyoruz. Biz bunca acı çekerken sen ne cüretle mutlu olursun!"

Ve tabii ki dünya acı çeken insanlardan oluşur ve kimse tüm dünyayı karşısına alma cesaretini gösteremez; bu fazla tehlikeli, fazla riskli bir şeydir. Acıya yapışıp kalmak daha iyidir çünkü o senin güruhun bir parçası olarak kalmanı sağlar. Mutluysan bir bireysindir; acı içindeysen ise Hindu, Hıristiyan, Hintli, Arap veya Japon, yani güruhun bir parçasısındır.

Mutlu mu? Mutluluğun ne olduğunu biliyor musun? Hindu, Hıristiyan mıdır o? Mutluluk sadece mutluluktur. Kişi başka bir dünyaya taşınmış gibi olur. O artık insan zihninin yarattığı bu dünyanın bir parçası değildir; o artık geçmişin, çirkin tarihin bir parçası değildir. Artık zamanın hiçbir şekilde parçası değildir. Gerçekten mutlu, mest olmuş durumda olduğunda zaman yok olur, mekan yok olur.

Osho

(Teşekkürler Ahmet Özçelik)

2 yorum: