6 Nisan 2010 Salı

Son hafta... Ama ne hafta!..

29 Mart'da, hani aile dizimi çalışmasının ertesi günü blog'a yazı yazdıktan sonra, o gün yatağa düştüm ve ancak bugün "evet artık iyileştim" diyebiliyorum. Yani 1 hafta hayattan koptum...

Çok çok uzun zamandır bu kadar hasta olmamıştım. Aslında inanılmaz hastalıklı bir çocuktum. Nedenlerini şimdi daha iyi anlayabiliyorum. Herkese ve herşeye kızgındım, bunu dışa vuramadığım, kendimi çok sakin, hanımefendi olmak zorunda hissettiğim için, bu kızgınlığımı hastalık olarak dışa vuruyormuşum... Sonra hastalıklar azaldı, sıklıkları da azaldı. En son beni yatağa düşüren hastalık yanılmıyorsam 2001 yılı falandı. Anneannem daha sağdı ve sanırım yine çok ateşim vardı. Evin içinde bayılıyor gibi olmuş, anneannemin yüreğini hoplatmış ve her zamanki gibi bundan büyük bir zevk almıştım... Ah, şu bizim meşhur sevgi açlığı! Sanki hasta olmasam, acınılacak halde olmasam, kurban olmasam kimse beni sevmeyecek...

Bu kez de öyle oldu. Ben hasta oldum, eşim, annem, teyzelerim, arkadaşlarım herkes aradı, merak etti, konuşabildiğim oldu konuşamadığım oldu ve aynı zevki yine tatma şansına kavuştum, ah şu ego yok muuu...

Bu hastalığı aile dizimi sonrası bir arınma olarak görmek istiyorum. Her zamanki gibi "çözmek istiyorum, çözmem gerek, çözmem lazııımmm" haykırışlarıma bedenimin verdiği bir tepki belki de. Ama kesin kararlıyım, dün gece itibari ile çabalamaktan vazgeçtim. Duvarı başımla yıkamayacağım meselesini bir kez daha hatırlıyor ve olanı sevgiyle kucaklamayı seçiyorum. Ha, bir de bundan sonra tepkilerimi hastalık olarak değil de, sözlü olarak ifade etsem, ne bileyim, başka bir yol bulsam, tabii, o da çok iyi olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder