22 Mayıs 2009 Cuma

Bilinçaltıma tercüman olmak...

Bir arkadaşım arıyor, son zamanlarda yaşadıklarını anlatıyor, üzülüyorum, bir yandan düşüncelerini ifade ediş şekli öylesine negatif geliyor ki bana, üstelik son zamanlarda yaşadıklarımı soruyor, kendimi sürekli kontrol etmedeyim nasıl söylesem de gerçekleri ifade etsem diye. Otomatiğe bağlamadan her kelimenin farkında olarak konuşunca insan, hem de kendine yalan söylemeden, bayağı bir çaba sarfetmek gerekiyor doğrusu...

"Ölüm aslında kurtuluş ya, gerçekten bak" dedi...
"Ölüm diye bir şey yok, yaşam sonsuz akışta, bu sadece boyut değiştirmek, başka bir şey değil ki" dedim içimden...

"Sağlığını kaybedince insan herşeyin değerini anlıyor, sıkıntı sıkıntı diye kafayı çok takıyorsun sonraaa, tak görüyorsun" dedi...
"Ben zaten yaşamın değerini biliyorum, sevgi ile akıyorum" diye düzelttim içimden...

"İşler nasıl gidiyor?" deyince afalladım, doğrusunu söylemek gerekirse işler kötü gidiyor! "Bunları deneyimlemem gerekiyordu o yüzden memnunum yaşantımdan" dedim sakince, "başarısızlık, parasızlık, bu sıkıntılar benim deneyimlerim, bunları yaşamam gerekiyor" dedim. Sonra içimden "kucaklıyorum onları" dedim, "güzellik çirkinlik, iyilik kötülük, sıkıntı rahatlık; bunların hepsi aynı değerde hepsini aynı sevgi ile kucaklıyorum" diye ekledim; en azından buna çaba gösteriyorum diye de tamamladım :)

Konuşma çok uzun da; çok lafı uzatmayayım, sonuçta kendimi acındırmaktan, mağdur konumuna sokup insanlardan acıma odaklı sevgi görme çabalarımdan vazgeçiyorum yavaş yavaş, kendime yalan söylemekten vazgeçiyorum. Bunlar çok çok sevindirici gelişmeler benim adıma...

Kendimi seviyorum, kendimle gurur duyuyorum doğrusu. Helal olsun bana...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder