16 Nisan 2011 Cumartesi

Mal Mülk Olayı...

Son günlerde hep bunu düşünüyorum...

Sonunda bırakıp gideceğimiz şeyleri elde etmeye çalışarak yaşamımızı tüketiyoruz, gidiyor, ellerimizden kayıp gidiyor...

Hangisi doğru peki? Yani insan allaha yakınlaştıkça maldan mülkten dünya işlerinden elini eteğini çekip bir münzevi olup, kenara çekilip bir lokma bir hırka mı yaşamalı? Yoksa yaşam aslında içinde bulunan herşeyle, evler, arabalar, eşyalar, iş güç, sanatsal aktiviteler, tv programları ve daha binlerce ıvır zıvır ile bir bütün mü?

Çalışmalı mı, çalışmamalı mı? Ev kredisi alıp yıllarca onu ödemeli mi, ödememeli mi? Çoluk çocuğa karışıp onlara iyi bakma derdi ile koşturup durmalı mı durmamalı mı? Araba alıp, sonra kilometresi ilerleyince yenisini almak için çabalamalı mı çabalamamalı mı? Emeklilik hayalleri ile bütün gün sağa sola deli gibi koşturmalı mı koşturmamalı mı?

Bilemiyorum... Tam olarak içinden çıkamadığım bir ikilem ile karşı karşıyayım. Enteresan olan, spiritüel yolda ilerledikçe bunların daha da fazla karşıma çıkıyor olması. 6 ay önce kendi işimi kurdum. Ortağımla - abartmıyorum - 7 gün 14-15 saat çalışma halindeyiz. İkimiz de spiritüel yolda yıllardır yolcuyuz. Peki doğru olan ne? Bu işi yapmamız gerektiği ve yaşam bizi bu yola sürüklediği için mi yapıyoruz, şu anda bu yoğun koşuşturmaca bir görev icabı mı yoksa hırslarımızla yüzleşmemiz için önümüze sunulan bir fırsat mı?

Aslında yüreğimden geçen, içime sorduğumda aldığım cevap şöyle: Elinde olanın tadını çıkar ama bağımlılığın kurbanı olma. Herşey her an gelebilir, herşey her an gidebilir. Olanı takdir et, giden için üzülme...

Yalnız bu cevap şu an içinde bulunduğum duruma tam olarak cevap vermiyor. Bunu da içime sorduğumda benim bu işe bir görev ile girdiğim ve gelecekte bu alanda önemli işler yapacağım ve bu yüzden yepyeni bir sektörü öğrenmek için bu yola düştüğüm oldu. Yine de bu kadar yorulup yaşamı kaçırmaya değiyor mu diye kendi kendime sormadan edemiyorum. Ama zannederim şu anda yaşamım boyunca yapamadığım bir şeyi yapıyorum: Bir konuda temel atmak, bir tohum dikmek ve ona emek verip büyümesi için yoğun bir çaba sarfetmek...

Hep şunu diyorum, bu yaşama özellikle deneyimleyebildiğim kadar çok şeyi deneyimlemek için gelmişim. Zannederim bu da onlardan biri...

Yine de şükürler olsun. Yaşam çok değerli ve gerçekten büyük bir mucize. Küçük resime takılmamak, büyük resime odaklanmak gerekiyor. Şu an, tam da şu an her şey yolunda. Nefes alabiliyorum, görebiliyorum, yazabiliyorum, bir bilgisayarım var, insanlarla düşüncelerimi paylaşabiliyorum, sıcak bir evdeyim, sevdiğim insanlar var, işim var... :)

Şükürle. Sevgiyle. Işıkla...

1 yorum:

  1. Tanrı çalışanı sever çalıştıkların sonucunda da Tanrı sana rahatlığı güzelliği sunduğuna göre tabii ki bunlardan da faydalanmanı ister.
    Seninde yazında belirttiğin üzere araçları amaç yapmadığın sürece...

    YanıtlaSil