8 Şubat 2012 Çarşamba

Bu saçmalık artık sona ermeli!

8 yorum:

  1. Aynen katılıyorum, bu dünya bu haliyle artık sona ermeli ve hep geleceği ve yakın olduğu müjdelenip duran şu "cennet" dünya bir an önce başlamalı, yoksa biz göremeden tüm çilelerimizle ve yaşayamadığımız güzelliklerle ölüp gideceğiz... Yukarıdaki tuzu kurular da "yok sen şunu yapmadın da ondan oldu, yok bunu uygulamadın da bundan oldu" vs vs ölümümüzün ardından zırvalamaya devam edecekler... Erkekseniz siz gelin bu dünyanın bataklığına da gününüzü görün.Tabii siz akıllıca davranıp profesör anne-babadan ve aileden süper varlıklı zengin ve fiziksel olarak da boylu poslu,seksi ve güzel bir insan olarak doğmayı seçersiniz...Bizim gibi hıyarlık etmezsiniz, ne büyünün gazabıyla hayatınız cehenneme döner ve her işiniz ters gider ne de yoksullukla sürünürsünüz... Tuzu kuru doğmayı seçen Tobias efendi gibi bir süre sonra da kanal mesajları vermeye başlarsınız millete, yok şöyle yok böyle...

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel ifade etmişsiniz, ben ne desem boş :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiç sormayın, bana fena halde darallar geldi bu yeni çağ zırvalarından... Yani bunlarla "cennet gibi bir dünya ve tanrısal özgür insan" istemim umut buluyor ama bir türlü sonuç alamıyorum ve bu beni hasta ediyor...

      Sil
  3. Dünyanın şu anda içinde bulunduğu zaman gibi bizler de dengesiz durumdayız. Ama dengemizi bulmak için bu sıkıntıları yaşamamız çok normal, çok büyük bir yerden bilinmeze atladık, sendeliyoruz ama mutlaka ayakta duracağız. Bu sıkıntılar çok doğal bence, binlerce yıldır inandığımız şeyler yavaş yavaş siliniyor, düşünsenize. Ben bunu şuna benzetiyorum: Hiç 11-12 saat uyuduğunuz oldu mu? Mesela çok yorulduğunuz bir günden sonra? Kalkarken ne kadar zorlanır insan değil mi? Zor gelir. Bazen o günün hangi gün olduğu karışır, kalkayım mı kalkmayayım mi karar veremezsin. Kalktığında uzun süre kendine gelemezsin. Bu uykunun binlerce yıl sürdüğünü düşünün. Öyle bir şey... :)
    Sonuçta kendimizi hatırlamak için sağa sola saldırıyoruz, içimizdeki blokajları, genetik geçmişimizden gelen inançları, çevremizin bize dayattığı kuralları silelim diye. Aslında kendimizi akışa bıraksak, güvensek, sorgulamasak, yapamadığımızı düşünmesek (çok başarılı olduğumuzu da düşünmesek), sadece olsak. Sadece olsak. Bir sazın kendini göle, gölün rüzgarlarına bırakması gibi...
    Bırakınca her şey oluyor, benim hissiyatım budur. :)

    YanıtlaSil
  4. Kendimi akışa bıraktığım ve herşeyin yolunda gideceğine inanıp iman ettiğim zamanlarda hayattan korkunç dayak yedim ve güvendiğim dağlara hep kar yağdı, bu da hislerime güven duyma durumumu tamamen ortadan kaldırdı...Lanet olası Annuakilerin,reptilianların insanın genetik koduna müdahale edip onu ikili sarmala hapsederek tanrısal insanı köle insana dönüştürmesi ve o ikili sarmalın kodlarını bile manipule ederek anca ölümlü bir varlık olarak güdülebilir hale getirmesinin sonucuyum ben... Beni asıl kahreden şey ölümlü olmak da değil, gri adamların dünyaya kurdukları pis kölelik tuzağının bir sonucu olarak yoksulluk tuzağına yakalandığım yetmezmiş gibi bütün ailemize yapılmış dehşet verici bir kara büyünün yüzünden elimizi attığımız herşey kurudu ve özellikle de benim hayatım tam bir cehenneme döndü... Bu gezegende ölümlü bir insan olarak bile yaşanacak harikulade güzellikler ve yapılacak muhteşem işler ve deneyimler varken aynı kısır hayat cehenneminde -tıpkı benim gibi milyarlarca insanın yaşadığı gibi- kapana kısılıp kaldım... Karabüyü sizi esir etti mi akışa da bıraksanız,blokaj da temizleseniz,Tanrıya da inansanız hayatınızın ve bedeninizin kontrolünü maalesef alamıyorsunuz... Kanal bilgilerine göre,ben bu cehenneme kendi isteğimle gelip kim olduğumu unutma riskini alacak kadar akılsız olduğum yetmezmiş gibi bir de hayatımın karabüyüyle mahvedilmesine izin vermişim... Kainatta akıl dağıtılırken ben nerdeydim acaba, yoksa bir imalat hatası sonucu beyinsiz mi doğmuşum... Bin pişmanım buraya geldiğime... İşin kötü yanı ölünce de buradan kurtulamamak, belanın katmerlisi diye ben asıl buna derim...

    YanıtlaSil
  5. Yaklaşık üç saattir tesadüfen bulduğum bu bloğu inceliyorum.Kryon mesajlarından tutun da Pleiades mesajlarına kadar birçok şey okudum.En mantıklı gelenler Kryon mesajlarıydı.Bütün bunlar ne anlama geliyor? Şöyle sorayım; bizim yapmamız gereken nedir? Neye,nereden ve nasıl başlamalı kafam çok karıştı...

    YanıtlaSil
  6. Merhaba...
    Öncelikle geç cevap için üzgünüm, yurtdışındaydım, bloğa ulaşamadım ne yazık ki. Sorunuza daha detaylı bir cevap vermek isterim. Ama çok kısaca şunu söyleyeyim. Kendi ihtişamınızı kabul etmek dışında "yapılması gereken" hiç bir şey yok. Gereklilik de bir çok farklı kavram gibi bir illüzyon... Sadece akışa bırakmak, sadece güvenmek, sadece kendini sevmek, sadece; dediğim gibi kendi ihtişamını görmek ve kabul etmek (çünkü bu hakikaten en zor kısmı), iyi kötü, güzel çirkin, doğru yanlış vs. ikilik yargılarından vazgeçmek...
    Çok genel çerçevede bu...
    ebrualtan@gmail.com
    Sorularınızı beklerim...
    Not: Bloğu keşfettiğinize çok mutlu oldum... Teşekkür ederim.
    Sevgiyle.

    YanıtlaSil