28 Şubat 2011 Pazartesi

Arka Bahçe

Günümüzde her ne kadar bahçeli bir ev bulmak zor ise de, hepimizin bir bahçesi olduğunu var sayarak, açıklamalarımızı bu örnekle yapmaya çalışacağız.

Ön cephedeki bahçemiz çevre tarafından görüleceği için en fazla özen gösterdiğimiz, üzerinde titizlikle durduğumuz bakımlı bir yerdir. Elimizden geldiğince bu bahçeyi güzelleştirmeye ve iyi bir görünüme sahip olmasına çalışırız. Bütün özelliklerimizi orada sergilemeye, o bahçe ile kendimizi tanıtmaya özen gösteririz. Tüm sahte benliklerimizi kullandığımız bu bahçe, zaman zaman kendimize bile yabancılaştırır bizi...

Oysa arka bahçe pek görünmez. Orası bizim bilinçaltımızdır. Kendimizden bile gizlediğimiz benliklerimiz zamanla bu bahçenin dekoru haline gelmiştir. Ancak, çok samimi dostlarımızın zaman zaman ziyaret etmelerine izin verdiğimiz bir mekandır arka bahçe.

Genelde arka bahçeyi yok sayar, göstermek istemeyiz. Gereksiz, yük bilgilerle doldurduğumuz bu bahçe, kullanmadığımız, hatta varlığını bile unuttuğumuz, çözüm bekleyen olayların oluşturduğu bir alandır. Ön bahçemizde çimenler daha yeşil, ağaçlar daha bakımlı, çiçekler daha güzeldir. Çünkü orası sık sık sulanmakta ve bakımı yapılmaktadır. Arka bahçe ise, mecbur olmadıkça ziyaret edilmeyen, bakımı yapılmayan bir yerdir.

İnsan denen varlık da, dış görünüş olarak ön bahçeye benzemektedir. Bilinçaltı ise, aynen arka bahçenin görünüm ve düzenindedir. Çevremize dışsal yapımızla yaklaşıp, kendimizi o şekilde lanse ettiğimiz için, karşımızdaki kişiler bizim arka bahçemizi göremezler. Oysa bu, kendi kendimizi aldatmaktan başka bir şey değildir. “Göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün.” sözünü dikkate alacak olursak, içsel yapımızı ne denli gizlediğimizi de bütün bu anlattıklarımızdan sonra idrak etmiş oluruz.

TEKAMÜLÜN AMACI

Tekamülde amaç, ön bahçeyi değil, arka bahçeyi düzenlemektir. Benlikler dediğimiz eğreti otları, uzun süredir ihmal edip girmediğimiz arka bahçemizi doldurmuş, yürünemez hale getirmiştir. Oysa bu düzenlemenin çok daha önceleri yapılması gerekirdi. Düzen istiyorsak, önce benliklerimizi kabul edip sonra da onları yönetmeyi öğrenmeliyiz.

Yıllardan beri girmeyi unuttuğumuz arka bahçemiz terk edilmiş, başı boş her türlü yaratığın girdiği ve yaşadığı bir orman gibi, tüm pozitif enerjilerden uzak kalmış bir görünümdedir. Bu durumdan sonra elbette ki bakım ve onarım çok zor olacaktır. Bu konumda en çok ihtiyaç duyacağımız iki şey sabır ve çabadır.

Bizim dışımızda arka bahçemize zarar veren pek çok komşularımız da vardır. Hatta yakın bildiğimiz, dost dediğimiz kişiler bile arka bahçeye bir şeyler atarak onun bugünkü hale gelmesine neden olmuşlardır.

Arka bahçenin düzenlenmesinde hiç kimse bize yardımcı olamaz. Burası öyle enteresan bir mekandır ki, diğer kişiler tarafından kirletilmesi çok kolay, ancak temizlenmesi ve düzenlenmesi sadece kendimiz tarafından mümkün olan ve bir o kadar da zor olan bir mekandır.

Yaşamımız boyunca bize yön veren, attığımız adımda bize etki eden içsel yapımızın oluşması, arka bahçemizin düzenlenmesiyle mümkündür.

Arka bahçemiz ne ise, biz o’yuzdur. Maddesel elektronların deşifre edilmesinden, ruhsal yapımızın frekans düzeyine kadar her uygulama ve davranış şeklimiz, arka bahçemizin düzeniyle ilişkilidir.

Bugüne kadar hem kendimize, hem de çevremize göstermeye çalıştığımız ön bahçemiz, bizi Lucifer'in oyuncağı haline getirmiştir. Yalancı benliklerimizi kullanarak bugüne kadar uyku halinde geçirdiğimiz günlerimiz ve gözlerimizde biriken çapaklar, ancak bilinçlenmek suretiyle temizlenecek ve önümüz aydınlık olacaktır.

Bilinçli insan, arka bahçesini düzenlemiş ve tanzim etmiş olandır. Kendi gerçeğiyle yüzleşmek, günlük yaşamında kişinin arka bahçede geçirdiği zamana bağlıdır. Çünkü ön bahçede yalanlar, sahte benlikler, arka bahçede ise, acı gerçekler vardır. Gerçeklerle yüzleşmedikçe bahçemizi düzenleyemeyiz.

ARKA BAHÇE NASIL DÜZENLENİR?

Şimdiye kadar arka bahçenin düzenlenmesinde, çevreden yansıyan negatif etkilerden söz ettik. Oysa tekamül toplumsaldır. Negatif enerjilerin yanı sıra yararlanabileceğimiz pozitif enerjiler de vardır. Kendi kendimize samimi olduğumuzda, çevremizdeki kişileri de arka bahçeye davet edebiliriz. Her varlığın kendine özgü bir becerisi vardır. Yaşam paylaşmaktır. Şu halde arka bahçeyi düzenlerken çevremizden de yardım alabiliriz. Evlerde ya da dernekler gibi topluluklarda herhangi bir bilgi ele alındığında, iyisi ve kötüsü ile ele alınır. Daha doğrusu böyle olmalıdır, diye inanıyoruz. Olaya bu şekilde yaklaştığımızda gizlediğimiz arka bahçemizi dostlarımıza açmak durumunda olduğumuzu kolaylıkla anlayabiliriz. Bu demektir ki; onlardan gelecek öneri ve ikazları, eleştirileri, dikkate alarak arka bahçemizdeki çirkinlikleri de duymaya hazır olmalıyız.

Yaşamımız boyunca bize yön veren, attığımız adımda bize etki eden içsel yapımızın oluşması, arka bahçemizin düzenlenmesiyle mümkündür.

Eleştirilere açık bir insan, arka bahçesini çok daha çabuk düzenleyebilir. Şu halde birbirimize gerçekçi bir yaklaşımla arka bahçemizin düzenlenmesinde yardımcı olabiliriz. Yeter ki bize yardımcı olmak isteyenleri, gerçekliğimizi bize yansıtan bir ayna gibi görme Başarısını gösterebilelim.

Unutmayın ki, çevrenizdekilerin size davranışları, sizin onlara davranışlarınızın bir yansımasıdır.

Bütün bu anlattıklarımızdan sonra artık arka bahçemizi bir resim sergisi gibi ziyarete açabiliriz. Burada önemli olan, bize önerilen güzel bir resmi de kendi bahçemizde rahatlıkla sergileyebilmektir. Bugüne kadar gizlediğimiz, yabancı kaldığımız içimizdeki ben ile dışımızdaki ben'i bütünleştirebilirsek, arka bahçemizin düzenli bir hale geldiğini de görmüş oluruz.

Konumuzu, üzerinde düşünülmesi gereken şu cümleler ile tamamlayalım:

“Savaş, kendimizle olan savaştır. En büyük şeytan, Şeytanın da korktuğu içimizdeki şeytandır.” Bu gerçeği anlayana tekamül yolu açık olsun.

Bu uğraşlar daha ne kadar devam edecek dersek, tek cevap şudur.

İkiyi birleyip, sen ve sen olana dek...

Cavit Utku

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder