8 Nisan 2012 Pazar

SaLuSa’dan Laura’ya – 7 Nisan 2012 – İçsel Temizlik Daha Fazla Işık Getirir

SaLuSa: Bugün dikkatinizi kendiniz üzerine çekmek istiyorum. İçinizden çok fazla sayıda kişi; karanlığın dışarıda, dünyada bir yerde olduğunu düşünüyor. Anlayamadığınız gizli karanlık güçler olsun ya da içgüdüsel bir korku.

Size bağımsız varlıklar olarak kendi gücünüzü hatırlatmak isteriz. Öyle ki, şu aşamada dünyanın size aynalık yaptığını hatırlatmamız gerekiyor. Çevrenize yaydığınız enerji neyse kuvvetlenmiş olarak size geri gelecektir.

Her halükarda, şu anda bu dünyanın bir parçasısınız, tam da şu anda. Karanlık güçler her yanda olabilir, sizi her an çevreleyebilirler. Lütfen, ışığınızı yansıtarak içinizde kendini size sunan karanlık güçleri temizlemeye odaklanmaya çalışın, diğer bir deyişle bilginize ve sevginize, kendinize ve bedeninize.

Dikkatinizi kendi hayatınıza verin ve kendi çevrenizden karanlık güçleri temizleyin. Bunu yapmak suretiyle, içten gelen sarmalayan enerjileri temizleyerek ve eskiden olması mümkün olmayacak kadar verimli bir şekilde ışığı yayarak büyük katkıda bulunacaksınız.

Ben Sirius’lu SaLuSa’yım ve siz ve Dünya Ana için bu önemli süreçte rehberiniz olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum.

Teşekkürler, SaLuSa

Çeviren: Ebru Altan

4 yorum:

  1. Güzel bir hatırlatma oldu, teşekkürler...

    YanıtlaSil
  2. karanlık çökmüş gırtlağımıza, hırsızın hiç mi kabahati yok kardeşim.boş laf bunlar 5 yıldır kendimi tamamiyle ışığa ve sevgiye adadım. benim auramda ne karanlık var ki üstüme çullanıp duruyor. hiç kendinizde aramayın sorunu. ışığınız ne kadar parlaksa o kadar size odaklanıyor karanlık. İspatmı istiyorsunuz. Karanlık insanların hiç bir derdi tasası yok herşey onlara cennet. Bakın kendiniz gözlemleyin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen de haklısın be kardeşim... Ama ışık olduğunu düşünmek, arzu etmekle "olmak" yani o frekansı sürekli korumak, sürekli o frekansta düşünce ve duygu yayını yapmak farklı şeyler... Sürekli "farkındalığı" korumak hiç kolay değil, o yüzden de haklsın... Ben de hep senin gibi düşündüm onyıllar boyu ve haklıydım... Şimdi şunu farkediyorum ki o dediğin insanlar bu gezegene zaten o zenginlik vs programlarıyla gelmişler, onlar için bir imtihan yok ki burada... İmtihanlar bizim için,yani karanlıkta ışığını yitirmiş,kendini kaybetmişler için... Çok zor yani... O yüzden ışık frekansını sürekli farkındalıkla korumak gerekiyor ki hiç kolay değil bu... Bu konuda Abraham öğretileri bana çok yararlı oluyor, Jerry ve Esther Hicks'in aracılığıyla Abraham'dan gerçek çekim yasasının nasıl işlediğini öğrendim (fiziksel ve biyolojik realitesini de Ramtha'nın Beyaz Kitabı'nda "Bilmenin Bilimi"nden öğrendim, kafam aydınlandı... Birşeyi idrak edince sanki beyinde yeni bir evrenin kapısı açılıyor... Yaşamak istediğin hayatın frekansında kalmak işin püf noktası, Sürekli olarak "olana" yani "gerçekliğe" değil olmasını istediğine, yani hayallarine bakmak işin püf noktası ve onları heran gerçekleşmiş gibi yaşayacak-düşünecek-hissedeceksin... Sürekli imgeleyeceksin, o anda "yaşadığın" için beklenti yani "kendine hizmet" de sözkonusu olmuyor... Bu doyurucu ve anlar sürekli birbirine eklendiği için giderek bir zaman diliminde devamlılık oluşuyor... "ANDA YAŞAMAK" denilen şeyin de bu olduğunu idrak etmeye başladım...
      O kitapları ve uygulamaları hararetle tavsiye ediyorum...

      Sil
  3. o zaman size tavsiyem kendi ışığınızı sevin ve ona güvenin...

    YanıtlaSil