29 Haziran 2012 Cuma

Aydınlanma Kıpırtıları

Tanrı dedi ki:

Kendinizi bitmiş tükenmiş, ezilip çiğnenmiş, yenik düşmüş hissediyor olabilirsiniz ama bu deneyimlediğiniz şeyler aydınlanmanın kıpırtıları olabilir. Aydınlanmış olmak için, aydınlanmış bir hale gelmek için onu bloke eden karanlığın elbette ki bertaraf olması gerekir. Cennet'teki tüm ışığa zaten kendi içinizde sahipsiniz; yalnızca karanlığın çekip gitmesi gerekiyor, o kadar. Peki tepenize asılı duran o karanlık neyin nesi canlarım? Mazidir bu. Geçmişin kalıntıları, geçmiş itibariyle varılan sonuçlar, geçmişin imgeleri, resimleridir bu; sıkı sıkıya sarılırsınız onlara. Geçmişse onu serbest bırakmanız için size yalvarmaktadır. Zamanını doldurmuştur o; günü bitmiştir. Sizinse bu günde, burada olan günde yaşamanız gerekmektedir.

Bilinçli ya da bilinçsiz olsun geçmişe saplanıp kaldığınızda bu tıpkı bir uçurumda asılı kalmanız, kenara parmaklarınızla tutunmanız gibidir. Tepenize düşecek bir baltayı bekliyorsunuzdur. Geçmişten gelen kapkaranlık bir gölge- siz farkında olmasanız bile- size tehlikede olduğunuzu haykırıyordur; dolayısıyla kendinizi tehlikede hisseder ve sanki de emniyet ağıymış gibi uçurumun kenarına ya da alarmı çalıp "Yangın! Yangın!" diye bağıran bir arkadaşa tutunursunuz.

Geçmişteki bir sıkıntıyı hatırlayıp bu nedenle korku duymak lüzumlu bir şey değildir. Bunun yerine hayatınıza hoşlukları çekin siz. İyi niyeti çekin. Sevgiyi çekin. Ondan korkmak, çekinmek yerine; bilinmez, görünmez bir baltanın tepenize inmesini beklemek yerine hayatı kucaklayın siz. Bu bekleyişe, bu korkuya, endişeye de bir son verin.

Derin bir nefes alın ve hayat yeniden can versin size. Hayata iştirak edin, işbirliği içinde olun. Sizi çepeçevre saran koskoca Kainat'a sahipken çerden çöpten şeylerle uğraşıyor, bunlara kafa yoruyor olabilirsiniz.

Sevdiklerinizse bedenlerini terk edecektir bir gün ve zamanı geldiğinde sizler de. Bundan korkmayın. Zamanı geldiğinde eve dönmek iyidir. Bir nimet, bir kutsamadır bu.

Dünyada yaşamak, can sahibi olmak da aynı şekilde bir kutsama, bir nimettir sizin için. Hayattan korkan, hayatı erteleyen biri olmak yerine onu selamlayan, yaşamı kutlayan biri olun siz.

O muazzam hayal gücünüz, imgeleminiz içinizde korkular uyandırıyor. Bırakın da aynı hayal gücü içinizde sevinç uyandırsın, mutluluk yaratsın. Bugünkü tavuk yarınki kazdan iyidir, elde olan uzaktakinden değerlidir. Şu anda önünüzde duran yemek sizin içindir. Onun yokluğunu tasavvur etmeyin. Tam önünüzde duranı henüz size ulaşmamış bir yemek için feda etmeyin. Anneniz de önünüzdeki yemeği bitirmenizi söylemiştir. Ben de şimdi önünüzde duran hayatla meşgul olmanızı, onunla yakın, samimi bir ilişki kurmanızı söylüyorum size.

Hayatla güreş tutmak zorunda değilsiniz. Hayattan daha büyüksünüz ve onunla boğuşmanız gerekmiyor. Boğuşan, güreşen bir olmak yerine hoşça karşılayan, nazikçe ağırlayan biri olun siz. Problemlerin yolunu gözlemeyin, tekrar tekrar mazinin üzerinden geçmeyin. Sizi yakalamak, kapmak için dışarıda bekleyen bir şey yok.

Bir kanoda kürek çekiyorsunuz. Kürek çekmeye devam edin. İhtiyatlı, temkinli düşünceler taşımaya ihtiyacınız yok. Kanonuzun ve kendinizin tepetaklak yuvarlanacağı devasa bir şelaleye doğru kürek çekmiyorsunuz ki. Bir akıntı boyunca, bir ırmak boyunca kürek çekiyorsunuz. Devam edin, kürek çekmeye devam edin. Burada olana bakın, önünüzde olana bakın; kıvrımdan sonra karşınıza çıkabilecek tüm olasılıklardan yana değil.

Bugün güneş parlıyor. Güneşin yarın da parlayıp parlamayacağına dair endişe etmek niye ki? Endişe etmek niye? Böyle yapınca elinize ne geçecek? Bu size ne kazandıracak? Endişenin sizi tehlikelerden yana emniyette tuttuğunu düşünebilirsiniz ama endişe sizi bugünün sevincinden, bugünün mutluluğundan alıkoymaktadır. Sorun, sıkıntı yerine mutluluk ve sevinç yayan biri olun siz. Düşüncelerinizin bir vibrasyonu, bir titreşimi vardır. Siz hangi vibrasyonu istiyorsunuz? Kendinize o vibrasyonu çağırın. Düşünceleriniz vibrasyondur. Düşük vibrasyonlar yerine yüksek vibrasyonları seçmekte çok daha az risk vardır.

Korkularınızı bir kenara bırakın. Hayatın içine girin. Onu yaşayın, gereğini yerine getirin.

Çeviren: Engin Zeyno Vural


Copyright © 1999-2007 Heavenletters™
Tanrıya ve kendi yüreklerine daha yakın olmaları için İnsanoğluna yardım eden
Gloria Wendroff, Overseer (Sorumlu yönetici)
The Godwriting™ International Society of Heaven Ministries
703 E. Burlington Avenue, Fairfield, IA 52556
Email angels@heavenletters.org
Ziyaret edin www.heavenletters.org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder