5 Haziran 2012 Salı

Venüs Geçişleri ve İlahi Dişilin Geri Dönüşü

2004 te Venüs, Dünya ve Güneş arasından geçti, ve “Venüs Geçişi” diye bilinen 8 yıllık bir devre başladı.Venüs Geçiş devresi, Venüsün Güneş önünden iki kez –başlangıçta ve 8 yıllık bir periyod sonunda- olmak üzere,  her 113-130 yılda bir vuku bulan nadir bir Göksel olaydır. İkinci Venüs geçişi 6.Haziran.2012 günü gerçekleşecektir. Astrolojik olarak Venüs, bizim diğerleriyle olan ilişkimizi betimler. İletişim, bizim bütün ilişkilerimizdeki baş faktördür. Kaydedilen geçmiş tarihte hernezaman Venüs Güneşin önünden geçse, iletişimlerde ani ve önemli bir gelişme vardı. Örneğin, 1874 deki son Venüs geçişi zamanında, Translantik Telgraf Kablosu, batı ile doğu arasında ilk kez Kıtalararası bir iletişim ağı yaratarak tamamlanmıştı. 1761 de, Venüsün bir başka geçişinde, Dünyadaki 77 gözlem noktasında, Güneş ile Dünya arasındaki mesafeyi belirlemek için Astronomların işbirliği vardı.

Bu gün, İnternet ve Uydular aracılığıyla yığınlara erişmede Küresel bir iletişim büyüklüğüne sahibiz. Dünya çapında birbirimizle iletişim yeteneğimiz sürekli genişliyor. Şimdi bazı sorular var: Dünyamızla nasıl bir iletişim kuruyoruz, sevgi ya da korkuylamı? Ve, bir bütün olarak medyamız (internet, bilgisayar oyunları, sinema endüstrisi, cep telefonlar vb.) toplumu nasıl etkiliyor?

Başarılı bir ilişki, birini bir diğeri için düşünmek, karşılıklı saygı ve iyi bir iletişimle yaratılır. Bu, hepimizin içindeki Birliği onurlandırır ve tanırsak gerçekleşir. Bunu yaptığımızda, herbirimizin, organizasyonlarımızın, hükümetlerimizin ve ülkelerimizin arasındaki barışı yaratacağız. Diğerleriyle olan kargaşayı çözmenin iyi bir yolu, ne kadar farklı olmadığımızı, ne kadar aynı olduğumuzu kabul etmektir. Bu, bizim inşa edebileceğimiz pozitif ve barış dolu bir ilişkiden gelen bir temel yaratır. Örneğin, eğer bir anne çocuğunu bir savaşta kaybetmişse, onun rengine ya da inancına bakılmaksızın, bu acı aynıdır. Birisi saygı ve sevgi gösterdiğinde, sevinç aynıdır. Eğer siz ve sizin düşman olarak algıladığınızın her ikisininde huzur ve barışı istediğini idrak ederseniz acı çekme bir sona erebilir, sonrasında siz, durumu kötüleştirmekten ziyade, ortak anlayışınızın bir noktasından konuşmaya başlayabilirsiniz.

İlahi Dişil Uyanıyor

Venüs Güneşi geçerken, bizim Dünyamızdaki İlahi Dişil Enerjisinin bir uyanışını betimler. Binlerce yıldır, Dünya Ataerkil toplumlarca yönetilmiştir. Bu Eril yöneticiler savaşlar, güç çabaları, yıkım, kirlenme, korku, acı, ayrılık ve kıtlık yarattı. Onlar Dünya Anamıza ya da Dişil Bilgeliğe küçük ya da hiç bir saygı göstermediler.




Dünyanın Ataerkil Organizasyonları, Dünya Tarihi içindeki Kadın rolü bilgisini baskı altında tuttu. Son günlerde, kadınların tarihimizi ne kadar etkilediği gerçeğinin kabul edildiği açığa vurulmaya başlandı. Kitaplar, Dan Brownca yazılan “Davinci Kodu” ve Kathleen McGowanca yazılan “Beklenen Bir”, her ikiside Mary Magdelanaya (İsanın Eşi-Mecdeleli Meryem SK.) ve onun İsa ile olan ilişkisine dair gerçeği açıkladı, bu kitaplar böylesi bir Bilgi-Haberin iyi bir örneğidirler. Zaman, sarkacı doğruca İlahi Dişilin gerisine sallamanın ve rahatlıkla ortada dinlenmenin zamanıdır. Bütün olmak için, yaşamımızda eşit olarak, İlahi Dişil ve İlahi Eril Enerjilerin her ikisinede gereksinim duyarız.

İnsan Bilincinin arayüzlerinden biri olan İlahi Dişil Enerji, o, uyanıyor ve kalbimizdeki şefkate genişliyor, ve duygusal şifa bütün İnsanlık için vuku bulabilir. Şefkat, duyumsama ve koşulsuz sevgi ifadesi niteliklerine uyanıyor. Beklentisiz ve eksiz bir sevgiye sahip olmak, bir İnsan Varlığının ifade edebileceği en yüksek bir sevgi biçimidir. Bu tür bir sevgi diğerlerinin şifalanmasını ve bizim kişisel Evrimimizi/yükselişimizi destekler.

İlahi Dişil Şifa Enerjisine geçişin anahtarlarından biri affetme aracılığıyladır. Sadece herkes affedilebilirse sevginin tamamı hepimiz için geçerli olacaktır. Diğerlerini ve hiç yapılmamış olan, yanlışlar olarak algıladığımızın tamamı için de kendimizi affetmeliyiz. Eğer, bütün duygularımızı ifade etmeyi ve duyumsamayı ve sonrasında yanlış olarak algıladıklarımızın hepsi için diğerlerini ve kendimizi affetmeyi arzuluyorsak, kendimizi şifalandırabiliriz. Bu uygulama, bizim duygusal acımızın köleliğinden bizi özgür  bırakacaktır. Affetme, geçmişimizden kendimizi özgür bırakmanın anahtarıdır. Geçmişimizden özgür kalıp, tamamen şimdide yaşadığımızda, bizim gerçek mutluluğumuz gerçekleşebilir ve yaratıcı gücümüz doruğa ulaşır.

Bir Denge Sorusu

Venüs bir sevgi Gezegenidir. Dünya, bu sayede şifalanmak için sevgi, Dişil Rehberlik ve yaratıcı çözümlere gereksinim duyar. Bu Enerjiler, Eril engellemenin korku taktiği ataklarına rağmen, bu devre süresince artmaya devam edecektir.
Venüs bizim Varlığımızın Dişil tarafını ve Kalbi betimler. Güneş ise bizim bireyselliğimizi ve Varlığımızın Eril tarafını betimler. Venüsün Güneş ile hizalanması bizim Dişilimizin (Anima) sembolüdür ve Eril (Animus) Enerjiler Birlik ve Denge içine geliyor. Venüsün Güneşin önünden geçişinde Güneş, bizim Erilden önce, ilkinde bizim Dişil ifademizi düşünmemize, ve  Eril ifadenin dengelenmesi ve ona rehberlik yapması için Dişil Enerjilere izin vermeye gereksinim duymayı sembolize eder.

Yaratıcılık Uyanıyor

Venüs, bununla beraber, bizim doğamızın Artistik, sanatsal ve Yaratıcı tarafını da betimler. Venüs Geçişi, öncelikle saklı kalmış, gizli, Artistik, sanatsal yeteneğin ve yaratıcı niteliklerin ayrıştırıcılığını yapacaktır. Daha önce hiç sanatsal yönünü ifade etmemiş olan İnsanlar, kendi saklı kalmış yeteneklerine uyanacaklardır. Sanatçılar ise kendilerini daha derin bir biçimde ifade edebilme sayesinde yeni tarzları keşfedecekler. Örneğin, herhangi bir müzik çalgısını hiç çalmamış bir çok İnsan aniden kendilerini müzik aracılığı ile ifade etmeyi ve bir müzik aleti çalmayı öğrenmeyi arzu edecektir. Bazıları yöresel Etkinlik  Kuruluşlarına katılmayı ve böylece daha fazlasını isteyecektir.

İlişkilerdeki Sırları Ortaya Çıkarma

Tekrar edersek, iletişim bizim Uluslarası, iş ve kişisel ilişkilerimizin hepsi içindeki anahtar faktördür. Bu Venüs Geçişi ilişkilerdeki daha derin güvenirlilik için bir çağrı yapıyor. Balık Burcu devresindeki Uranusla aynı zamana rastlayan 2004-2012 deki Venüs Geçişinden bu yana, İnsanlar arasındaki haberleşme sezgisel bir seviye üzerinde gelişecek. Bu iki devrenin birleşik Enerjileri, bizim ortaklarımızın saklı duygu ve arzularının farkındalığı kadar, saklı duygular ve arzularımızın yükseltilmiş sezgisel farkındalığını da ayrıştıracaktır. Nihayetinde, her birimiz için toplu bir güven ve sevgiyi geliştireceğiz.

Ölümün Gölgesi Vadisinin İçinde Yürümek

Bu Dünya, daha bencil duygulara, daha düşüğüne üstün gelmeye ve Ruhsal sevgiye, özveriye, daha yükseğine gereksinim duyar. Koşulsuz sevginin, Sipritüel sevginin üstün geldiği bir Dünya, bir İnsan Varlığı olarak bizim Potansiyelimizdir. Bilinçli veya Bilinçsiz korku temelli duygular, bu daha yüksek sevgiye bir engeldir. Bu tür bir sevgiyi ifade etmek ve keşfetmek için, İnsanlık ilk olarak, bizim kollektif Bilincimiz içindeki bu korku temelli duyguları açığa çıkarmalı ve onlardan arınmalıdır.

Astrolojik bir açıdan bakarsak, Venüs bizim diğerleriyle olan ilişkilerimiz içindeki duygusal Enerjileri betimler. Venüs Güneşin önünden geçtiğinde, o, Güneş ışınlarının bazılarını engeller ve Venüsün karanlık yanını açığa çıkarır, ki o, bizim duygusal özelliklerimizin gölge tarafını betimler. Bu, bizim duygusal ilişkilerimizdeki gölgelerin açığa çıkarılmasının 8 yıllık bir uygulamasını başlattı. Bu gölgeler,  bastırılmış, çözümlenmemiş korku temelli bu Psikolojik Enerjiler, bizim ilişkilerimizdeki mutsuzluk ve Bilinçsizce olan fonksiyon bozukluğu nedenidir. Onlar ilişkilerimizi baltalayıcı bir tarz içinde davranmamıza neden olur, dostluğumuzu engeller ve haberleşme içinde bir bozulmaya neden olur. Aslında, bu gölgeler, bir başka kişiye gerçek bir sevgi duyma niteliğimizi engeller. Bu baskılanmış duygular genellikle, çocukluğumuzun erken dönemlerinde başlar ve-ya da, geçmiş yaşamlarımızdan buraya taşınmış olabilir.

 Diğerleriyle olan ilişkilerimizi nasıl göstereceğimize dair sorumluluk almalıyız. Yaşamımızdaki önemli kişilere olan davranışımızı ve duygularımızı gözlemlemek için bu önemlidir, ve fonksiyonel bozukluk içindeki duygusal kalıplarımızla bir anlaşmaya varmak zorundayız. Her birimiz için şu soruları sormak açığa çıkarmada yardımcı olabilir;  “Diğerleriyle ilişkilerim içindeki gerçeğe ve dürüstlüğe, doğru olarak açık olmaya hangi noktada sahip olamıyorum?” “Sınırlarım nerededir?” ve “Bu sınırlar sağlıklımı ya da benim dostluklarımı engelliyormu?”.

O her birimize, diğerleriyle olan ilişkilerimizi genişletmek için Kalbimiz içindeki dostluğa izin vermeye kadardır. Dostluk, diğerlerinin “içimizi görmesine” izin verdiğimiz zaman olur. Bu, sınırlarımızı kaldırdığımızda ve diğerlerinin Kalbimizin içini görmesine izin verdiğimizde gelişir.Niteliklerimizin en iyisi, kendimize karşı dürüst olmak zorunda olmamızdır. Kendimize incinir olmak ve gerçek duygularımızı açığa vurmak için izin vermek zorundayız (hatta onlar negatif duygular olsa bile) bütün bunları ilişkilerimiz içinde yapmalıyız. Bu kendimizi diğerlerine sevdirecek ve onlarla bizim dostluğumuzu derinleştirecektir.

Sevgiyi Genişletme

Venüs Geçişinin bir başka sonucu, daha tam, derin ve güçlü bir şekilde diğerlerine olan sevgi kapasitemizde bir artıştır. Bu, yaşamımızdaki diğer İnsanlar ve ortaklarımız için minneti ve yükseltilmiş sevgiyi kapsar. Bizim duygularımızın özellikleri, koşulsuz sevgi için kapasitemizi genişleten Ruhsal özelliklerimizle katışıyor.

Zıtlık bununla birlikte gerçek olacaktır. Bütün ilişkilerimizdeki gerçeğe dair daha açık ve daha duyarlı olacağız. Eğer bir kişi bizim daha yüksek iyiliğimiz ile bir hizada değilse, biz bu kişiyle artan bir kırgınlıkta olacağız.  Bizim fonksiyon bozukluğu içindeki ilişkilerimiz artan bir görünümde olacak, ve biz bu ilişkilerin sınırlarını ya da yapısını değiştirmeye gereksinim duymayı hissedebiliriz. Bizim kişisel gelişimimize daha fazla hizmet etmeyen bu ilişkilerimizi bitirme gereksinimi duyabiliriz.

Neyi Takdir Ederseniz, O Makbul Olur

Diğerleriyle olan ilişkilerimizde, yaşamımızda onların varlığını ne kadar takdir ettiğimizi bilmelerine izin vermek iyidir. Diğerleri içinde hoşlandığımız niteliklerin hepsi için şukran duyalım ve onları ne kadar takdir ettiğimizi bilmelerine izin verelim. Hatırlayın siz neyi takdir ederseniz, o da o kadar makbul olur.

Kendini anlamayı başarmanın en iyi yolu ve kişisel üstatlık, bizim ilişkilerimizin içinden geçer. Diğerleriyle karşılıklı ilişkilerimizi gözlemlemeyle egolarımızın kişisel üstadlıktaki uygulamasını inceleyebiliriz - koşullu ya da koşulsuz sevgiyi deneyimliyormuyuz?

Şefkat koşulsuz sevgiye kapıyı açar. Koşulsuz sevgi diğerlerinin içindeki İlahiliği görme ile desteklenir ve sevgiyle güvenirlilik içinde hareket eder. Diğerleriyle olan ilişkimiz bizim en büyük armağanımızdır, ve herbirimizin ilişkisinde güvenirlilik çalışmak için çok önemlidir. Onların sana yaptığı şeyi sen de diğerlerine yap. O sormaya yardım eder, “Hepsinin ilgilendiği en yüksek şey nedir?” Hepsi için daha yüksek şey, bir sevgi duyumsamasından gelenin Kalbiniz içinde algılanabilmesidir.

Kimsesiz Bir Ada

Biz asla gücümüzün Dünya Evrimine etkisini düşük olarak tahmin etmeyecektik. Herbirimiz İnsanlığın Kollektif Bilincinin önemli bir parçasıyız. Bir kişi Ruhsal olarak Evrimleştiğinde, Kollektif Bilinç te o kadar Evrimleşir. Her nerede bir kişi merhamet ve şefkatini arttırır, kalbini koşulsuz sevgiye açarsa, erkek/kadın o, Dünyanın titreşim frekansını yükseltir.  Kollektif Bilinç herbir bireyselliği çok çok Evrimleştirecektir. Bette Reese’in söylediği bir alıntıda şöyle der; “Eğer siz bir etkide bulunmak için çok küçük olduğunuzu düşünüyorsanız, asla yatağınızda bir sivrisinekle olamazsınız”.

Kutsal Sevgiyle Bütünleşme

Venüs tarafından gerçekleştirilen ikinci Güneş tutulması zamanı ile, 6.Haziran.2012 de, İnsanlık, daha yüksek bir sevgi için daha büyük bir gönüllülüğün yerine evrimleşmiş olacaktır.Umutla dolu olarak, duygularımızın gölgeleri uygulamasının sekiz yılından sonra, sezgi uyanıyor ve şefkat gelişiyor, ve biz koşulsuz sevginin psikolojik engellerini arındırmış olacağız. Sonrasında ise, Yeryüzünde huzur, barış ve bütün İnsanlara yönelen iyi niyet olanaklı olacaktır. Kutsal Sevgi, bir kişinin içindeki İlahiliğin bir diğerindeki İlahiliği onurlandırması ve takdir etmesiyle genişliyor, büyüyor. Böylece, Sevginin bu Kutsal Çemberi yaratılıyor ve Dünya üzerindeki Cennet bu bireyler için gösterilecektir. Herkes için bunlar olurken, Yeryüzünde Barış ve Huzur bir gerçeklik olacaktır.

Namaste,
Govinda
http://www.astrologywithgovinda.com/past-articles/Venus-Transits-Divine-Feminine.htm
http://www.astrologywithgovinda.com/articles.htm

Çn: Süleyman Kaya
Sevgi ve hep ışıkla...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder